Kanal İstanbul Su Krizi Riski
YENİDEN Refah Partisi Lider Vekili Prof. Dr. Doğan Aydal, “Kanal İstanbul projesi ve bölgedeki inşaat faaliyetleri, İstanbul’da önemli bir su krizi oluşturabilir” dedi.
Yeniden Refah Partisi Lider Vekili ve Ar-Ge’den Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Prof. Dr. Doğan, yazılı açıklamasında, “‘Kanal İstanbul Asla Yapılmamalıdır’ kitabımızda da öz olarak belirttiğimiz üzere Montrö Kontratının ülkemize sağladığı avantajların kaybolacak olması, Trakya bölgemizdeki askeri mahzurlar, İstanbul’a su taşıyan kaynakların tahrip olması, boğazlardan geçen gemi sayılarının her yıl azalması, Kanal İstanbul üzerine yapılacak köprülerin maliyeti, kanal bölgesinden yapılacak hafriyatın 3 milyar tonu bulması ve bunların döküleceği yerin belirlenememesi, Türkiye-Avrupa birliği ortasında gerçekleşen 210 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin etkilenmesi, Tuna ırmağının bütün pisliklerinin akıntılar sebebiyle Marmara Denizine akacak olması, bölgenin sarsıntı jenerasyonu içinde olması, kanal bölgesindeki inşaatlar sebebiyle tahrip olacak elektrik, su doğalgaz çizgilerinin yine imalindeki maliyetler, İstanbul havalimanının altındaki kömür havzalarında oluşacak çökmeler, Trakya bölgesindeki yeraltı su düzeyinin çok düşmesi, Ortodox Ekümenliğinin kanal ile İstanbul boğazı ortasındaki bölgede Vatikan gibisi bir devletçik kurma hayalleri bu kararlarının değişiminde tesirli olmuştur. Fakat siyaseten hem vazgeçmiş gözükmemek hem de evvelden kelam verilen, tahminen de müteahhitlerce parası evvelce tahsil edilen binaları Katar, BAE ve yurtiçi sahiplerine vermek için bu türlü bir yol izliyor olabilirler” diye konuştu.
Aydal, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi elindeki yasal imkanları kullanarak inşa edilen binalara atıksu deşarj teması, su aboneliği vermemiştir. Bu binaları pak su havzasında oluşturacağı kirlilik Sazlıdere barajındaki suları içilebilir su olmaktan çıkaracaktır. Yapıların içme suyu, yağmur suyu ve atık su kontakları için türlü şirket müracaatlarıyla temas noktası ve deşarj noktalarının bildirilmesi taleplerine planın havza mevzuatına alışılmamış olması ve İBB’nin olumlu görüşü bulunmaması sebebiyle 21.10.2024 tarihli ve 1213400 sayılı yazı ile belediye tarafından olumsuz görüş bildirilmiştir. Bilhassa Sazlıbosna TOKİ konutları bir baraja yaklaşılmaması gereken ve kırmızı çizgilerle belirlenen alan içine de taşmıştır. Bu türlü bir yapılaşmaya ÇED raporları düzenleyen Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın nasıl müsaade ettiği de farklı bir sorudur. Hükümet ve İBB ortasındaki bu çabanın daha uzun süre devam edeceği düşünülmektedir. Proje kapsamında müteahhit firmalardan üçüne şantiye suyu aboneliği yapılmışken, plan için iptal davası açılması ardından abonelikler iptal edilmiştir. Halihazırda yapılara ilişkin su ve atıksu abonelikleri yoktur. Bir öteki deyişle bu binalar gecekondu kararındadır. Kanal İstanbul projesi ve bölgedeki inşaat faaliyetleri İstanbul’da önemli bir su krizi oluşturabilir.”
