V. Uluslararası Temiz Kömür Teknolojisi ve Milli Enerjide Değer Zinciri Zirvesi başladı

Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, kömürün çevresel tesirlerinin azaltılmasına yönelik teknolojik dönüşümün hızlandığını, Türkiye‘nin de bu alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirdi.

Kömür madenciliği ve güç kesimindeki paydaşları bir ortaya getiren V. Milletlerarası Pak Kömür Teknolojisi ve Ulusal Güçte Bedel Zinciri Doruğu ve Fuarı’nda başladı. Kesimdeki son gelişmeler, teknolojik yenilikler ve en yeterli uygulamaların paylaşılacağı aktiflikte iş güvenliği, çevresel sürdürülebilirlik ve pak kömür teknolojileri üzere kritik bahisler ele alınacak.

Abdullah Tancan, aktifliğin açılışında yaptığı konuşmada, kömürün, dünya genelinde yaygın olması ve artan güç talebini karşılamada emniyetli bir yakıt olması nedeniyle memleketler arası piyasalarda ticarete mevzu olan kıymetli bir kaynak olarak pozisyonunu koruduğunu söyledi.

Dünya genelinde 2023’te kömür üretimi, tüketimi ve ticaretinde tüm vakitlerin rekorunun kırıldığını anımsatan Tancan, Türkiye‘de 80,5 milyon ton linyit, 1,3 milyon ton asfaltit ve 1,4 milyon ton taş kömürü olmak üzere toplam 83,2 milyon ton tüvenan kömür üretiminin gerçekleştirildiğini belirtti.

Tancan, son 10 yıllık ortalama kömür üretiminin yıllık yaklaşık 87 milyon ton olduğunu tabir ederek, şunları kaydetti:

“Kömür tüketimimize baktığınızda ise ülkemizde 2024’te yaklaşık 111 milyon ton kömür tüketilmiştir. Tekrar son 10 yıllık ortalama kömür tüketimi yaklaşık 110 milyon tondur. Kömür tüketimindeki en büyük hissesi da termik santraller oluşturmaktadır. Ülkemizde 2024’te kömüre dayalı santrallerden üretilen elektriğin toplam elektrik üretimi içerisindeki hissesi yaklaşık yüzde 35. Dünya ortalamasına yakın bir pahada, elektrik üretimimizin üçte birlik kısmını kömürden sağlıyoruz. Yerli kömürün hissesi 2024’te yüzde 13,6 civarında.”

Temiz kömür teknolojilerine yönelik çalışmalar sürat kazanıyor

Abdullah Tancan, etraf şuurunun gelişmesi ve emisyon sınırlamaları sonucunda kömür santrallerinin teknolojik gelişmelerle etrafa daha hassas hale getirildiğine işaret ederek, “Sera gazı emisyonlarının başında gelen karbondioksit gazının kömürün yakılması esnasında yakalanarak tutulması ve atmosfere salınması yerine uygun yeraltı rezervuar alanlarında depolanmasına yönelik teknolojiler günümüzde gerek pilot gerekse ticari ölçekle uygulanmakta, bu doğrultudaki çalışmalar süratle ilerlemekte.” dedi.

Temiz kömür teknolojileriyle ilgili yürütülen projelere de değinen Tancan, Bakanlığın bir kurumu olan Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından TÜBİTAK, NATEN, TENMAK olmak üzere çeşitli ulusal ve milletlerarası araştırma kurumları ve üniversitelerle daima işbirliği halinde, dünyada gelişen pak kömür teknolojileri paralelinde, AR-GE faaliyetleri ve projeleri yürütüldüğünü bildirdi.

Tancan, yürütülen projelere ait şu bilgileri paylaştı:

“Enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasında yerli kömür kaynaklarımızın kıymeti çok büyük”

Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakan Yardımcısı Tancan, Milli Güç ve Maden Siyaseti kapsamında yerli kaynak kullanımının ehemmiyetine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Ülkemizin güçte dışa bağımlılığının azaltılmasında yerli kömür kaynaklarımızın değeri çok büyük. Kömür kaynaklarımızın azami ve en verimli halde kıymetlendirilmesine yönelik devletimiz olarak da gerekli önlemler alınmakta. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanlığınca hazırlanan 12. Kalkınma Planı’nda kömür ve biyokütleden pahalı kimyasalların üretilmesinin sağlanması, güç arz güvenliğinin sağlanması kapsamında çevresel tesirler azami ölçüde göz önünde bulundurularak yerli kömürün kullanımına devam edilmesi, mevcut kömür yakıtlı santrallerde gerekli olan rehabilitasyonlar yapılarak çevresel tesir ve verimlilik açısından gerekli iyileştirmelerin sağlanması, kömürün hidrojen, metanol ve amonyok üretimi üzere daha çevreci formda kullanılabilmesine yönelik AR-GE faaliyetleri ve rezervlerimizin pak kömür teknolojileriyle kıymetlendirilmesine yönelik çalışmaların yürütülmesi gayeleri yer almakta.”

Tancan, Bakanlığın 2024-2028 Stratejik Planı’nda yerli kömür arama ve üretiminin arttırılması, termik santral kurulu gücün artırılması, kömür kaynaklı metan gazı potansiyelimizin belirlenmesi ve pak kömür teknolojilerine yönelik başlatılan AR-GE projelerinin artırılması maksatları yer aldığını aktardı.

Tancan, “Yeni kömür kaynaklarımız göz önünde bulundurularak, bilhassa son yıllarda ülkemizde ivme kazanan yeni pak kömür yakma teknolojilerinin daha da geliştirilerek, ülkemiz santrallerine uyarlanarak uygulanması ve kömür kullanımında verimliliğin artırılmasıyla birlikte emisyonların azaltılması mümkün olacaktır.” diye konuştu.

Temiz kömür teknolojilerinin muvaffakiyete ulaşması için kamu, özel kesim ve akademi işbirliğinin değerinin altını çizen Tancan, bu kapsamda yenilikçi tahlillerin birlikte üretilmesi gerektiğini kelamlarına ekledi.

V. Memleketler arası Pak Kömür Teknolojisi ve Ulusal Güçte Paha Zinciri Doruğu ve Fuarı yarın sona erecek.