Çocuklarını yıllarca ‘korkudan’ eve hapsettiler: Çıkar çıkmaz oraya koştular

İspanya’da “Covid-19 korkusu” nedeniyle ebeveynleri tarafından çöple dolu meskende insanlık dışı şartlarda yaşamaya zorlanan çocuklar, polis baskınıyla özgürlüklerine kavuştu. Yıllar sonra birinci kere dışarı çıkan çocukların koşa koşa çiçeklere dokunarak derin derin nefes almaları, vazifeli grupları duygulandırdı.

PANDEMİ BİTTİ KABUS DEVAM ETTİ

Covid-19 salgını 2020’de dünya genelinde karantina uygulamalarını beraberinde getirmişti. Lakin Alman çiftin, İspanya’da hayatın olağana dönmesine karşın çocuklarını konuttan çıkarmadığı, hatta onları ilaçla sakinleştirerek mahpus hayatına zorladığı tespit edildi. 8 yaşındaki ikizler ve 10 yaşındaki kardeşlerinin okula hiç gitmedikleri ve hiç İspanyolca bilmedikleri belirlendi. Yetkililer, çiftin çok virüs korkusu yaşadığını ve durumun ruhsal bir bozukluk olarak kabul edilen “Covid sendromu” kapsamında değerlendirilebileceğini belirtti.

EVDE MASKEYLE ÇÖPLER ORTASINDA BİR HAYAT

Polis, ihbar üzerine düzenlediği baskında konutta sıhhat ve hijyen açısından epey berbat şartlar tespit etti. Aile üyelerinin her birinin yüzünde üçer kat maske bulunduğu ve meskenin her köşesinin ilaç kutuları ile çöp yığınlarıyla dolu olduğu aktarıldı. Ayrıyeten meskende bir de ağır hasta olan bir kedi bulundu.

Yetkililer, ailenin 2021’den bu yana pandemi şartlarına saplantılı formda tutunarak meskenden dışarı hiç çıkmadığını, alışveriş dahil tüm muhtaçlıklarını kapıdan teslim alarak karantina halinde yaşadıklarını tabir etti.

“SESSİZ BİR MUTLULUKTU ANCAK GÖZLERİMİZİ YAŞARTTI”

Operasyon, mhalle sakinlerinin dikkati sayesinde gerçekleşti. Komşular, ailenin uzun müddettir dış dünyayla temas kurmadığını ve sadece teslimatlarla hayatlarını sürdürdüğünü belirterek yetkililere ihbarda bulundu.

Polis memurları, çocukların kurtarıldığı anlara ait şu sözleri kullandı:

“Dışarı çıktıklarında evvel ne yapacaklarını bilemediler. Gözlerini kapatıp derin nefes aldılar. Çimenlere dokundular, çiçeklere uzandılar. Sessiz bir mutluluktu ancak gözlerimizi yaşarttı.”