Türk devletlerinden öğrenciler “Türk Dünyası Kültür Festivali”nde buluştu

İstanbul Medipol Üniversitesinin Memleketler arası İlgiler ve Dış Politikalar Kulübü ile hazırladığı “Türk Dünyası Kültür Festivali”, İstanbul Medipol Üniversitesi Kavacık Yerleşkesi’nde yapıldı.

Türk dünyasının varlıklı kültürel mirasını tanıtmak, öğrenciler ortasında kültürel farkındalık oluşturmak ve Türk dünyasına ilişkin kültürel kıymetleri yaşatarak gelecek nesillere aktarmak gayesiyle düzenlenen şenlikte 8 farklı ülkeden temsilciler yer aldı.

Festivalde Türk devletlerinden öğrencilerin kendi ülkelerini temsil ettiği alanların yanı sıra klasik okçuluk, yöresel lezzetler, halk dansları, dombra ve enstrümantal dinletileri, klâsik kıyafet stantları, coğrafik mutfak tanıtımları, el sanatları atölyeleri, ebru ve çini uygulamaları, üç taş ve mas güreşi üzere klasik oyunlar iştirakçilere sunuldu.

Açılışta konuşan Özbekistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Sherzod Abdunazarov, şenlikte olmaktan büyük onur duyduğunu belirterek, “Bugün burada Özbekistan’ı temsilen bulunuyor, vatanıma selamlar yolluyorum. Bu manalı şenlik, güçlü ortak kültürel mirasımızı birlikte kutlamamıza ve aramızdaki kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmemize vesile oluyor. Güçlü Türk dünyası birliği için kültürel ve diplomatik alanlarda işbirliği yapmanın ne kadar elzem olduğunu hepimiz görüyoruz.” dedi.

“Yaşasın Türk dünyasının kardeşliği”

Abdunazarov, bağımsızlıklarından bu yana Türk cumhuriyetleri ortasında siyasal ve kültürel yakınlaşmanın süratle geliştiğini belirterek, şu bilgileri verdi:

“Bugün Türkiye, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve öbür kardeş devletler, Türk Devletleri Teşkilatı dairesinde birleşti. Memleketler arası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) üzere oluşumlar ortak sanat ve edebiyatımızı birlikte dünyaya tanıtıyor ve Türk dünyasının birleştirici gücü olmaya devam ediyor. İktisattan eğitime, sanattan bilime kadar her alandaki ortak teşebbüslerimiz, ortak geleceği birlikte inşa etme yolunda bizlere güç veriyor.”

Gençlerin atalardan miras köklere sahip, ulu Türk çınarının yeşeren yaprakları olduğunu söyleyen Abdunazarov, “Türk dünyasının ortak kültür temelini en hoş özetleyen düstur, İsmail Gaspıralı’nın ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ kelamıdır. Biz Orta Asya’dan Balkanlar’a uzanan, geniş coğrafyada yaşayan, yaklaşık 300 milyonluk büyük ailenin üyeleriyiz. Bir arada hareket edersek gelecekte dünyada yıldız üzere parlayacağız. Unutmayalım, birlikten kuvvet doğar. Yaşasın Türk dünyasının kardeşliği. Türk dünyası halkları ortasındaki dostluk daim olsun.” değerlendirmesinde bulundu.

“KKTC olarak bizlere umut veriyor”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) İstanbul Başkonsolosu Dava Alemdar da kardeşlik bağlarını güçlendiren şenlikte ortak kültürün kutlandığını aktardı.

Alemdar, şenlik kapsamında geleceği şekillendirme yolunda bir tuğla da gençlerin koyduğunu söyleyerek, “Avrasya’nın, yani gönül coğrafyamızın dört bir yanından Türkiye’ye eğitim görmeye gelen gençleri burada görmek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bizlere de umut ve gurur veriyor. Bu aktiflik yalnızca şenlik değil, birebir vakitte gönül birliğiyle güçlenen kardeşlik bağlarımızın ve ortak gelecek kurma dileğimizin tezahürlerinden biridir.” tabirlerini kullandı.

Bu çeşit etkinliklerde kurulan dostlukların mezuniyet sonrası işbirliğine dönüşerek Türk dünyasının birlik ruhunu pekiştireceğine inandığını kaydeden Alemdar, “Üniversite gençliğinin dinamizm ve gücü, inancı ve ortak kültürel bağlarımıza yoğrulan bu ve gibisi aktifliklerin yaratacağı sinerjiyle birlikte yazacağımız büyük öykünün altyapısını ve birinci satırlarını teşkil etmektedir.” diye konuştu.

“Yıllardır yakılmayı bekleyen kardeşlik meşalesi artık yandı”

Ülkü Alemdar, Türk dünyasının tarih boyunca kültürü, dayanışması, azmi ve Türk ruhuyla var olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“(Türk dünyası) Kendilerine karşı oluşan meydan okumalardan hiç korkmadı, onları cüret ve kararlılığıyla aştı. Bugün de birebir ruhla burada bulunuyoruz. Biliyoruz ki kalıcı dostluklar ve işbirlikleri yalnızca resmi mutabakatlarla değil, gönülden kurulan bağlarla da inşa edilir. Dış siyasette ulusal çıkarlar kıymetli belirleyicidir lakin ulusal çıkarlarımız için omuz omuza yürüyerek ilerlersek, dünyaya karşı tek ses, tek yürek olabilirsek bu türlü bir ailede bulunmak hepimizin hayali ve amacı olur.”

Yıllardır yakılmayı bekleyen kardeşlik meşalesinin artık yandığını aktaran Alemdar, “Sıra, o meşalenin Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında ışık saçmaya başlaması etabına gelmiştir. Bu meşale artık siz gençlerin ellerinde. Onu gönül coğrafyamızda ışık saçar hale getirecek, ileri taşıyacak ve bu coğrafyayı parlatacak olan sizlersiniz. İnanıyorum ki sizlerin eforlarıyla bir gün Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri, ulusal bayramlarına Türk gününü de ekleyecek ve her 3 Mayıs, tüm kardeş ülkelerde eş vakitli ulusal bayram olarak kutlanacak.” dedi.

“Bundan sonra çok daha sık görüşeceğiz”

İstanbul Medipol Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Semih Korkut da yaklaşık 50 bin öğrenciye eğitim verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:

“Dönem periyot değişmekle birlikle öğrencilerimizin yüzde 20’si memleketler arası öğrenci. Memnunluk ve gururla söylüyorum ki bu hususta Türkiye’de bir numarayız, en uygunuz. Bu öğrencilerimizin de büyük kısmı Türki cumhuriyetlerden gelen konuklarımız. Bu alanı gezdiğimizde bir sefer daha görüyorum ki yemeklerimiz, kültürümüz, lisanımız tıpkı. İşbirliğimizi biraz daha artırmamız gerekiyor. O ülkeleri görmek, daha sık görüşmek gerekiyor. Ortak kültürümüz, yapımız var. İnşallah bundan sonra çok daha sık görüşecek, birlikte olacağız.”

“Biz Türkmenistanlılar gösterişi ve şatafatı çok severiz”

Türkmenistan standında bulunan Aziza Shukurova ise çok heyecanlı olduklarını lisana getirerek, “Çünkü yabancı bir ülkede kendi ülkemizi temsil etmek gurur verici. Bunun yanı sıra kendi kültürümüzü, yemeklerimizi arkadaşlarımıza tanıtmak bizim için hakikaten gururdur. Cumhurbaşkanımız ve bizi destekleyen ailemiz sayesinde yurt dışında eğitim alma hakkı kazandık ve gittiğimiz her yerde ülkemizi, Türkmenistan’ı en güzel biçimde temsil etmek için bütün gençlerimiz bir ortadayız.” dedi.

Gelin ve damat kıyafetinin de stantlarında görülebileceğinin altını çizen Shukurova, şunları söyledi:

“Atalarımızın düğünlerde giydiği gelin eşiklerimiz var. Biz Türkmenistanlılar gösterişi ve şatafatı çok severiz ve hepimiz kızlarımızı, gelirlerimizi süsleyen ‘şay’larımızı taktık. Üzerimizde gördüğünüz takılara şay denir. Hepsi yöresel motiflerle işlenmiştir. Bir de damadımız var. Yiğitliği temsil eden kıyafetlerini üzerinde taşımaktadır. El imali halılarımızdan yapılmış çantalar, cüzdanları ve eski örf, adetlerimize nazaran yapılmış çayımız var. Özel demleme prosedürüyle yapılır ve çayımızın çok şifalı olduğunu söylerler. Ülkemize ilişkin getirebildiğimiz kadar motiflerimizi, el işlerimizi getirdik. Bu tertibi yapan herkese çok teşekkür ediyoruz.”

Sahne performansları, konserler ve dans şovlarının de iştirakçilere sunulduğu festivalde, Dünya Özbekistan Gençleri Cemiyeti Türkiye Lideri Dr. Ergash Jumaev ile Özbekistan Kültür Dayanışma ve İş Birliği Derneği Lideri Çokay Koçar da izleyiciler ortasında yer aldı.