Tuncer Bakırhan açıkladı: Hiçbir pazarlığın yapılmadığı bir süreçteyiz

‘Terörsüz Türkiye’ devri başladı…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘iç cepheyi tahkim ve Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme” iradesiyle başlayan, 22 Ekim 2024’te MHP Lideri Bahçeli’nin ‘teröristbaşı örgütün silah bıraktığını ilan etsin’ davetiyle sürat kazanan terörsüz Türkiye sürecinde kritik bir eşik daha aşıldı.

PKK, örgütü fesih için toplandı ve örgütün feshedildiğini duyurdu.

BAKIRHAN’DAN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMALAR

DEM Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan, PKK’nin silah bırakma süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu.

ERDOĞAN VE BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR ETTİ

Habertürk’te katıldığı programda soruları yanıtlayan Bakırhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ve CHP Genel Lideri Özgür Özel’e süreçteki katkılarından ötürü teşekkür etti.

“SÜREÇ ŞEFFAF BİR HALDE YÜRÜTÜLÜYOR”

Sürecin şeffaf bir formda yürütüldüğünü kaydeden Bakırhan, “Kimsenin dahil olmadığı, her şeyin Türkiye isimlerinin gözü önünde yapıldığı, art kapılar gerisinde bilinmeyen pazarlıkların yapılmadığı, Türkiye toplumunun da ne konuşulduğu, ne yapıldığını anı anına bildiği, duyduğu, gördüğü bir süreci yaşıyoruz” sözlerini kullandı.

“BU HEPİMİZİN MESELESİDİR”

Tuncer Bakırhan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu halde:

Süreçle ilgili hangi noktadayız? Çok âlâ bir noktadayız. Şimdilik her şey uygun gidiyor. Yaklaşık 100 yıllık bir sıkıntıyı tartışıyoruz. Son 50 yıldır silahın, şiddetin, çatışmaların olduğu ve daima bir arada Türkiye’nin aslında her karışının olumsuz manada sonuçlarını yaşadığı bir sorun Türkiye’nin gündeminde. Sayın Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan, Öcalan’ın barış ve demokratik toplum davetiyle devam eden, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da sonradan sahiplendiği, olumlu müspet iletiler verdiği, yeniden muhalefet partilerinin de aslında desteklediği, en azından karşı durmadığı, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek, gözyaşını, acıları bitirecek, iktisatta adaleti sağlayacak, 100 yıldır çözülmeyen, 100 yıldır isyanlara, arbedelere sebebiyet vermiş ve çözülmemiş Kürt probleminin aslında tahlilini konuştuğumuz, tartıştığımız bir süreci yaşıyoruz. Çok değerli bir sıkıntı. Hepimizin problemidir.

“GİZLİ PAZARLIKLARIN YAPILMADIĞI BİR SÜRECİ YAŞIYORUZ”

Türkiye Kürtlerin konutudur. Münasebetiyle bu sıkıntının konutumuzda tartışılması, konuşulması, konutumuzda tahlil yollarının tartışılması hakikaten çok kıymetlidir. Her şeyden en kıymetlisi bence burasıdır. Kimsenin dahil olmadığı, her şeyin Türkiye isimlerinin gözü önünde yapıldığı, art kapılar ardında zımnî pazarlıkların yapılmadığı, Türkiye toplumunun da ne konuşulduğu, ne yapıldığını anı anına bildiği, duyduğu, gördüğü bir süreci yaşıyoruz. Süreç başlar başlamaz. İmralı’da arkadaşlarımızın yaptığı bütün görüşmeleri Türkiye kamuoyuyla paylaştık, siyasi partilerle paylaştık, basınla paylaştık, en değerlisi 140’a yakın çok kıymetli toplantılar yaparak Karadeniz’den Ege’ye, Trakya’ya kadar bu sıkıntıyı götürdük. Bu sefer sade, yalın, toplumdan kaçırılmayan, toplumun da yakından izlediği, gördüğü, sorduğu sorulara da karşılık aldığı bir süreci yürütmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin geleceğine çok kıymetli bir katkı sunmuş oluruz.

“2013-2015’TEKİ SÜREÇ ÜZERE OLMASIN İSTİYORUZ”

Türkiye’de benzeri süreçler yürütüldü. En son 2013-2015’te bir süreç yürüdü. Çeşitli sebeplerle bozuldu ve sonrasında Türkiye aslında çok acılı bir devir yaşadı. Onun üzere olmasın istiyoruz. Kürt sorununun Türkiye’de kendi aktörleriyle, kendi iş dinamikleriyle tahlilinin tartışılması olağan ki kimi etrafları, kimi ülkeleri de rahatsız edebilir. Lakin ben bu mevzuda huzursuz değilim. Problem kendi içerimizde tartışıldığı için bizim alacağımız kararlar, bizim ortaya koyacağımız yol haritası, bizim sorunun tahliline dönük mutabık kaldığımız çerçevenin temel olacağına inanıyorum.

“SİLAHI BIRAKAN İNSAN BU COĞRAFYANIN İNSANI”

Bilmiyorum ancak iddia ediyorum. Artık şöyle, yani silahı bırakan insan bu coğrafyanın insanı. Siirtli, Karslı, Mardinli vesaire diyelim Türkiye’nin dört bir yanından insanlardır. Türkiye’nin temel gereksinimi nedir? Demokrasidir, hukuktur, bağımsız bir yargıdır. Problemlerin artık zorla, şiddetle, baskıyla tartışılmadığı, açık aleni konuşulduğu bir süreçtir. Demokratik bir tabandır. Önümüzdeki bir yıllık süreç bence bu süreçlerin oluşturulması için çok kıymetlidir. Evet silah yok fakat bu sıkıntıyı ne yapacağız? Tartışacağız. Bunun yeri olacak. Natürel ki önümüzdeki periyot demokratikleşme sıkıntısı gökten tabanda yenmeyecek. Siyaset tartışacak, toplum tartışacak.