Menopoz sonrası her 10 kadından 1’i risk altında!
Postmenapozal kanama, son adet devri üzerinden en az bir yıl vakit geçtikten sonra meydana gelen kanama olarak tanımlanmaktadır. Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Mete Ural, postmenapozal kanamanın ölçüsü, mühleti ya da sıklığı fark etmeksizin, bu şikâyeti olan hastaların kesinlikle dikkatle kıymetlendirilmesi gerektiğini, kanamanın rahim kanseri yahut kanser öncüsü lezyonların birinci ve tek belirtisi olabileceğini belitti.
Prof. Dr. Ural, “Postmenapozal kanamanın en sık rastlanılan nedenleri ortasında östrojen azalmasına bağlı olarak rahim iç duvarının incelmesi ve kırılganlığının artması olarak tanımlandığı endometriyal atrofi yer almaktadır. Başka sebepler ise östrojen hormonu kullanımı, rahim iç duvarından kaynaklanan polip, miyom, endometriyal hiperplazi ve enfeksiyonlar olarak sıralanabilir” dedi.
‘MUTLAKA JİNEKOLOJİK MUAYENE VE ULTRASONOGRAFİK İNCELEME YAPILMALI’
Menopoz sonrası kanama şikayeti olan hastalarda, izlenmesi gereken adımları paylaşan Prof. Dr. Ural, bu hastalarda öncelikle ayrıntılı bir jinekolojik muayenenin yapılması, akabinde ultrasonografi ile rahim iç duvar kalınlığının ve yumurtalıkların kıymetlendirilmesi ve kuşkulu olgularda rahim iç duvarından biyopsi alınarak patolojik inceleme yapılmasının gerekli olduğunu belirtti.
Menopoz sonrası meydana gelen kanamanın ‘olağan’ bir durum üzere düşünülmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ural, kanser mümkünlüğünü dışlamak için postmenapozal kanama durumunda teşhis sistemlerinin vakit kaybetmeden uygulanması gerektiğini ve erken teşhisin hayat kurtarabileceğini söz etti.
