Bakan Işıkhan: “Kamuda sendikalaşma oranı 2002’de yüzde 50’den bugün yüzde 75,2’ye yükselmiş durumda”
Bakan Işıkhan: “Kamuda sendikalaşma oranı 2002’de yüzde 50’den bugün yüzde 75,2’ye yükselmiş durumda”
ANKARA – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Sendikalı kamu işçi sayımız 2002’de 650 bin iken bugün 2,3 milyona yükselmiştir. Kamuda sendikalaşma oranı da; 2002’de yüzde 50’den bugün yüzde 75,2’ye yükselmiş durumda” dedi.
Memur-Sen tarafından 41 ülkeden 50 konfederasyon, 3 milletlerarası örgüt ve 200 sendikacının iştirakiyle ‘Emek, Dijitalleşme ve Toplumsal Adalet’ Milletlerarası Kongre’si düzenlendi. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla Memur-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleşen kongrede, dünyada toplumsal adaletin seviyesi ve dijitalleşmenin emeğin karşısındaki tesirine vurgu yapıldı.
Program çerçevesinde konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatı açısından milletlerarası tecrübelerin paylaşılmasının değerli sonuçlar doğuracağını söz etti.
Bakan Işıkhan, dijital çağ ile birlikte hayattaki her kavramın değiştiği ve dönüştüğü bir süreçten geçtiklerini lisana getirerek, “Emek, alın teri, üretim ve toplumsal adalet üzere tüm insanlığın ortak bedeli olan bu kavramlar; insanlık tarihinde memleketler arası sonların da üzerinde müstesna bir yer teşkil etmektedir. Toplumsal adaletin teminatı olan toplumsal devlet anlayışımızın da temel prensiplerini oluşturan bu bakış açısı, bilhassa son 23 yıldır Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki ekonomik ve toplumsal kalkınma atılımlarımızın ana motivasyon kaynağı olmuştur” açıklamasında bulundu.
“Son 23 yılda her alanda olduğu üzere toplumsal diyalog konusunda da önemli ilerlemeler kaydettik”
Çalışma hayatında karşılaşılan birçok sorunun tahlilinde en büyük paydaşlarının sivil toplum örgütleri ve sendikalar olduğunu söyleyen Işıkhan, “Ortak şuuru ve iştirakçi bir idare anlayışını gerçekleştirmenin en değerli araçlarından birisi olarak gördüğümüz; sendikacılık, işçi-işveren, memur-işveren bağlantılarını düzenleyen ve adil temsilini sağlayan toplumsal diyalog düzeneklerimiz, geçmişte maalesef, hak ettiği pahası ve gerekli ilgiyi görememiş yıllar yılı daima ihmal edilmişti. Lakin son 23 yılda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, her alanda olduğu üzere toplumsal diyalog konusunda da önemli ilerlemeler kaydettik. Kamu işçimiz, hükümetimizin misyona geldiği günden bugüne mevcut sıkıntılarını çözmek gayesiyle bizim hassasiyetle çalıştığımız kısımların başında gelmektedir” tabirlerine yer verdi.
“Kamuda sendikalaşma oranı da; 2002’de yüzde 50’den bugün yüzde 75,2’ye yükselmiş durumda”
Sendikal örgütlenmenin önündeki pürüzleri kaldırmak için çok gayret ettiklerini de söyleyen Işıkhan, şu bilgilere yer verdi:
“Bu çabamız sonucunda sendikalı kamu işçi sayımız 2002’de 650 bin iken bugün 2,3 milyona yükselmiştir. Kamuda sendikalaşma oranı da; 2002’de yüzde 50’den bugün yüzde 75,2’ye yükselmiş durumda. Çalışanlarımızın ve Sendikaların güçlenmesi için kıymetli çalışmalar yaptık. Ayrıyeten memurlarımıza toplu kontrat hakkını anayasal teminat altına aldık; mali ve toplumsal haklarında büyük ilerlemeler sağladık. Bunun yanı sıra iktidara geldiğimiz günden bu yana ulusal gelir artışıyla birlikte bütçeden kamu görevlilerine ayırdığımız hissesi daima artırdık. Çalışanlarımızın sahip oldukları hakları teslim etmenin yanında, çağın koşullarına nazaran geliştirdik, revize ettik. Bayanlara yönelik en büyük ayrımcılık olan kamuda başörtüsü yasağını sona erdirdik.”
“1 Mayıs resmi tatil ilan eden bir ülkeyi çalışma hayatı bakımından berbat ülkeler ortasında saymak haksızlıktır”
Işıkhan, Türkiye’de son 23 yılda sendikal hak ve özgürlüklerde çok kıymetli düzenlemeler yapmasına karşın kimi memleketler arası sendikal örgütlerin olumsuz tavırlarına şahit olduklarını kelamlarına ekledi. Türkiye’nin çalışma hayatına ait yanlış bilgilerin yer aldığı raporlar dikkate alındığını da söz eden Işıkhan, “Türkiye’de sendikal haklar ve çalışma hayatına ait hak edilmeyen birçok yorum yapılıyor. Bunları yanlışsız bulmadığımızı buradan tabir etmek istiyorum. Zira ülkemize yönelik milletlerarası sendikal alanda bir kara propaganda yürütülüyor. 1 Mayıs resmi tatil ilan eden, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki mahzurları kaldıran, sendikal örgütlenmeyi teşvik eden, çalışanların ekonomik ve toplumsal hakları geliştiren, garantili çalışma ve nitelikle kamu hizmetlerinden ihtilal niteliğinde değişiklikler yapan bir ülkeyi çalışma hayatı bakımından berbat ülkeler ortasında saymak büyük bir haksızlıktır” diye konuştu.
“İsrail’in katliamlarıyla birlikte, hak ve adalet kavramlarının varlık göstermesi için çalışmaya devam edeceğiz”
Işıkhan, artık yalnızca gelecek birkaç yılın hesabını yapan değil, yüzyıllık süreci görüp, gayelerini buna nazaran belirleyen bir Türkiye’nin var olduğunu söyleyerek, “Bu noktada, bilhassa çalışma hayatı alanında; yalnızca ulusal değil, milletlerarası mutabakatın da ehemmiyetini bilhassa vurgulamak isterim. Bilhassa 7 Ekim’den bu yana yaklaşık 1 buçuk yıldır had safhaya çıkan terör devleti Soykırımcı İsrail’in katliamlarıyla birlikte, etraflı bir tanıma muhtaçlık duyan hak ve adalet kavramlarının tekrar tesisine öncülük edecek her mecrada varlık göstermek için çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle; Filistin’de, Gazze’de kaybettiğimiz kardeşlerimize Allah’tan Rahmet; yaralılar için acil şifalar diliyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Işıkhan’ın konuşmasının akabinde program toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.
Reklamdır
