Bin 800 yıllık sır çözüldü: Aslan tarafından parçalanmış
Araştırma, PLOS One mecmuasında yayımlandı ve iskelet üzerindeki diş izlerinin büyük bir kediye ilişkin olduğunu ortaya koydu. Arkeolog John Pearce’a nazaran bu birey, muhtemelen silahlı bir gladyatördü. Pearce, kişinin gömüldüğü mezarlığın öbür gladyatör kalıntılarına da mesken sahipliği yaptığını belirtti.
İskeletin bulunduğu mezarlık alanı, Roma devrinde Eboracum olarak bilinen ve bugün York olarak bilinen kentte yer alıyor. Tıpkı alanda daha evvel çıkarılan iskeletlerin birçoklarında da savaş sonucu oluşmuş yara izleri ve kesiklere rastlanmıştı. Birçoğu, dövüş sonrası başı kesilerek öldürülmüş gladyatörler olabileceği düşünülüyor.
Söz konusu bireyin 26-35 yaşları ortasında olduğu ve mevt anında ya da çabucak sonrasında başının kesildiği tespit edildi. Araştırma takımı, bu uygulamanın ya acı çekmesini sonlandırmak ya da periyodun klâsik ritüellerine uymak hedefiyle yapılmış olabileceğini belirtiyor.
Araştırmada en dikkat çeken noktalardan biri, iskeletteki diş izlerinin hal ve derinliğinin, geçmişte belgelenmiş büyük kedi akınlarıyla birebir örtüşmesiydi. Fakat kimi uzmanlar bu yorumlara temkinli yaklaşıyor. California Üniversitesi’nden Alfonso Mañas, bu kişinin bir gladyatör olamayacağını, zira hayvanlarla dövüşenlerin gladyatörler değil, ya mahkumlar ya da venator (hayvan dövüşçüsü) olarak bilinen farklı bir sınıf olduğunu öne sürdü.
Mañas ayrıyeten, diş izlerinin yerli bir hayvan olan kurtlara ilişkin olabileceğini, bireyin aslında başı kesilerek idam edildiğini ve akabinde cesedinin yabanî hayvanlar tarafından parçalanmış olabileceğini belirtti.
Buna karşılık, çalışmaya katılmayan birtakım akademisyenler araştırmanın bulgularını destekledi. Kanada’daki Brock Üniversitesi’nden Prof. Michael Carter, analizlerin ikna edici olduğunu ve bu kişinin büyük olasılıkla bir büyük kedi tarafından öldürüldüğünü düşündüğünü söz etti.
Araştırmanın diğer bir çarpıcı ayrıntısı da hayvanın nasıl getirildiğine dair. Aslan ya da gibisi büyük bir kedinin, Kuzey Afrika’dan Avrupa üzerinden deniz, ırmak ve kara yollarıyla York’a taşınmış olabileceği iddia ediliyor. Bu uzun seyahatte hayvanı canlı ve denetim altında tutmak epeyce güç bir misyon olmalıydı.
Bu bulgu, Avrupa’da insan ve yırtıcı hayvanlar ortasında gladyatöryal dövüşlere dair bilinen birinci fizikî ispat olma özelliğini taşıyor. Roma devrine ilişkin yazılı ve görsel kaynaklarda bu çeşit dövüşlerden bahsedilse de, bugüne kadar arkeolojik olarak direkt bir iz bulunamamıştı.
