Bir yılda 700 milyar lira zarar eden Merkez Bankası’nın yöneticilerinin maaşları…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2023 ve 2024 yıllarında açıkladığı toplam 1,5 trilyon TL’yi aşan ziyana karşın yüksek maaşlı yöneticiler barındırıyor. Bu durum, kamuda tasarruf telaffuzlarıyla çok çelişirken Merkez Bankası yöneticileri toplam 1,5 trilyon TL’lik ziyan karşın yüksek maaşlar almaya devam ediyor.
TCMB İKİ YILDIR ZİYAN ÜSTÜNE ZİYAN EDİYOR
Banka, 2021’de 57,5 milyar lira, 2022’de 72 milyar lira kâr açıklamış; 2023’te ise 818,2 milyar lira ile tarihinin en yüksek ziyanını açıklamıştı. 2024’te açıklanan ziyan, bir evvelki yıla kıyasla daha düşük olsa da, Merkez Bankası’nın üst üste ikinci yılda da büyük ziyan ettiğini gösteriyor.
Bu gelişmeler, kamuda tasarruf telaffuzlarının olduğu bir periyotta Merkez Bankası yöneticilerinin yüksek maaşlar almasıyla birlikte tekrar gündeme oturdu.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın maaşı 2025 yılı artırımından evvel 542 bin lira civarındaydı. Ocakta bu maaşına 62 bin lira ek zam yapılarak TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın maaşı 604 bin TL’ye yükseldi. Lider yardımcıları Cevdet Akçay ve Hatice Karahan’ın 454 bin lira olan maaşları da yaklaşık 52’şer bin lira artarak yaklaşık 506 bin liraya kadar yükseldi.
ASGARİ FİYATLA İLGİLİ TELAFFUZLARI GÜNDEM OLMUŞTU
Başkan Fatih Karahan ve yardımcısı Cevdet Akçay, minimum fiyata sırf hedeflenen enflasyon oranında artış yapılmasının yerinde olacağını savunmuştu. Fakat vergi, harç ve cezalar için belirlenen yine değerleme oranının yüzde 43,93 üzere gaye enflasyonun iki katını aşan bir düzeyde açıklanmasına karşı rastgele bir tenkitte bulunmamışlardı.
Öte yandan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan ‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ kapsamında, üç yıl boyunca yeni araç ve bina alımı yapılmayacağı, kamu çalışanlarının servis ve lojman hizmetlerinin kaldırılacağı ve yalnızca emekli olan işçi kadar yeni alım yapılacağı duyuruldu .
Bu çerçevede, Merkez Bankası’nın yüksek ziyanları ve yöneticilerinin maaşları, kamuoyunda tasarruf tedbirlerinin aktifliği ve adaleti konusunda tartışmalara yol açtı.
