Burnunuz sürekli kaşınıyorsa dikkat!
Alerjik tepkiler, burun akıntısı, kaşıntı, hapşırma, cilt döküntüleri ve nefes darlığı üzere şikayetlerle kendini gösteriyor. Polenler, mesken tozu akarları, evcil hayvanlar, birtakım ilaç ve besinler üzere çeşitli alerjenler bu tepkilere yol açabiliyor.
Alerjik rinit, astım, ürtiker ve anjiyoödem, ilaç alerjisi üzere rahatsızlıklarla ortaya çıkan alerjik hastalıklar, sıhhati ve hayat kalitesini olumsuz etkiliyor.
Alerji Uzmanı Prof. Dr. Demirel, bahar alerjisinin burun akıntısı, tıkanıklık, hapşırma ve kaşıntı üzere şikayetlere yol açtığını belirtti.
Özellikle polenlerin bu alerjik tepkilerin en değerli tetikleyicisi olduğunu anlatan Demirel, “Bu nedenle polenlerin en ağır olduğu saatler olan sabah saatlerinde dışarıda vakit geçirmekten kaçınılmalı. Yanı sıra bu aylarda açık havada daha az vakit geçirmeye itina gösterilmelidir. Konuta dönüldükten sonra kıyafetler kesinlikle değiştirilmeli. Zira polenler, elbiselere de yapışıyor. Konutta de bu antijenlere maruz kalmamak ismine meskene gelindiğinde kıyafetler değiştirilmeli ve duş alınmalıdır” tabirlerini kullandı.
“Alerji şayet teneffüs sistemini etkilerse alerjik astımı ortaya çıkarabilir
Demirel, esirgeyici önlemlere ek olarak doktor denetiminde ilaç ve burun spreyi kullanılabileceğini belirterek, “Şikayetler gereğince azaltılamazsa polenlere karşı duyarsızlaştırma tedavisi olan immünoterapi tedavisi uygulanabilir” bilgisini verdi.
Alerji şayet teneffüs sistemini etkilerse alerjik astımı ortaya çıkarabileceğine işaret eden Demirel, “Cildi etkileyen alerjenler bilhassa ürtiker (kurdeşen), anjiyoödem üzere sorunlara neden olabilir. Ayrıyeten besinler de organizmada alerjik tepkilere yol açabilir. Bir başka alerjik sorun de ilaçlara bağlı ortaya çıkan alerjik hastalıklardır” sözlerini kullandı.
Demirel, alerji teşhisinin, hastanın mevcut şikayetleri ve tıbbi hikayesinin detaylı bir halde değerlendirilmesiyle başladığını aktardı.
Hastanın maruz kaldığı muhtemel alerjenlerin ve semptomların dikkatle tahlil edildiğini vurgulayan Demirel, “Alerji uzmanları, tanıya ulaşmak için ‘prick test’ olarak bilinen deri testlerini uygular ve gerekli görüldüğünde kan analizlerinden de yararlanabilir. Bu testler sayesinde, hastanın hassaslık gösterdiği alerjenler net bir biçimde belirlenir. Teşhisin nihaileşmesinin akabinde ise şahsa özel bir tedavi planı oluşturularak en uygun tedavi usulüne geçilir” bilgisini paylaştı.
Alerjik hastalıkların tedavisinde üç temel prensipten yararlanıldığını belirten Demirel, bunları, korunma teknikleri, ilaç tedavisi ve immünoterapi (aşı tedavisi) halinde sıraladı.
Demirel, alerjik hastalıkların nadiren ölümcül olabileceğini kaydederek, “Özellikle ilaçlar, besinler, lateks, arı sokması hassas bireylerde anafilaksi olarak bilinen tehlikeli alerjik tepkilere sebep olabilir. Bu durumlarda, vakit kaybı yaşanmaması gerekir. Anafilaksi, süratli bir halde tedavi edilmezse hayatı tehdit edebilir, bu nedenle erken teşhis ve tedavi çok önemlidir” ikazında bulundu.
