Demir ağlarda yerlilik arttı, yurt dışına bağımlılık azaldı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yeni teknolojilerin ülkeye kazandırılması, yurt dışına bağımlılığın azaltılması, cari açığın düşürülmesi için milli-yerli üretim siyasetlerinin ön plana çıkarıldığını belirterek, “İnşa ettiğimiz yüksek süratli tren, süratli tren ve konvansiyonel tren sınırlarıyla yerlilik oranımız, elektrifikasyonda yüzde 10’dan yüzde 95’lere, sinyalizasyonda yüzde 17’den yüzde 35’lere, üstyapıda yüzde 11’den yüzde 95’lere, altyapıda yüzde 96’dan yüzde 100’lere yükseldi.” dedi.
Bakan Uraloğlu, AA muhabirine demir yolu projelerindeki yerlilik oranlarının yükseltilmesi için yapılan çalışmalara ait değerlendirmede bulundu.
Uraloğlu, Türkiye’nin, Asya ve Avrupa ortasında 760 milyar dolarlık ticari ve ekonomik hareketliliğin merkezinde yer aldığına işaret ederek, ülkenin, gelişmeye devam eden demir yolları ve kara yolu ağı, üç tarafını çevreleyen denizleri ve limanları, havacılık bölümü ve lojistik altyapısıyla “hub” pozisyonunda olduğunu söyledi.
Ülkedeki demir yolu serüveninin 1856 yılında İzmir-Aydın çizgisinin inşasıyla başladığını anımsatan Uraloğlu, o günlerde tamamı yabancı sermaye ve yüklenicilerle inşa edilen demir yollarının, 2003 yılında başlayan kalkınma atılımıyla yerli ve ulusal bir yapıya kavuştuğunu tabir etti.
“Yerli demir yolu endüstrinin geliştirilmesi hedeflendi”
Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2003 yılında demir yollarının tekrar ülke siyaseti haline gelmesiyle bir arada belirlenen en değerli maksatlardan birinin yerli demir yolu endüstrinin geliştirilmesi olduğunu söyledi.
Ülkenin bu potansiyelini hayata geçirmek için son 23 yılda 63 milyar doları demir yolu dalına olmak üzere ulaştırma alanına 280 milyar dolar fiyatında yatırım yapıldığını bildiren Uraloğlu, demir yolu bölümüne yapılan yatırımın yüzde 60’ının TCDD tarafından gerçekleştirildiğini aktardı.
Uraloğlu, demir yolu nakliyeciliğinde elektrik gücünün kullanılmasının, taşıma maliyetlerini düşürmek ve etrafa hassas bir işletmecilik sağlamak ismine büyük kıymet taşıdığını belirterek, bu çerçevede 915 kilometrelik çizgi kısmında elektrifikasyon sistemlerinin üretimine, 2 bin 926 kilometrelik sınır kesitinde de proje ve planlama çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.
Emniyet ve kapasite artışına büyük katkı sağlayan sinyalizasyon projelerinde de değerli ilerlemeler sağladıklarına dikkati çeken Uraloğlu, 1460 kilometrelik hatta sinyalizasyon üretim çalışmalarına, 1157 kilometresi yerli sinyal olmak üzere 2 bin 558 kilometrelik hatta da proje ve planlama çalışmalarına devam edildiğini bildirdi.
“Demir yolu araçlarının üretiminde değerli bir noktaya geldik”
Uraloğlu, yerli demir yolu endüstrinin oluşturulması maksadı doğrultusunda atılan adımlara işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu süreçte, yeni teknolojilerin ülkemize kazandırılması, yurt dışına bağımlılığın azaltılması, cari açığın düşürülmesi için milli-yerli üretim siyasetleri ön plana çıkarılmıştır. Bu siyasetler çerçevesinde inşa ettiğimiz yüksek süratli tren, süratli tren ve konvansiyonel tren çizgileriyle yerlilik oranımız, elektrifikasyonda yüzde 10’dan yüzde 95’lere, sinyalizasyonda yüzde 17’den yüzde 35’lere, üstyapıda yüzde 11’den yüzde 95’lere, altyapıda yüzde 96’dan yüzde 100’lere yükseldi.”
Bakan Uraloğlu, demir yolu araçlarının üretiminde de kıymetli noktaya geldiklerini bildirerek, “Saatte 160 kilometre sürat altyapısına sahip tren ve banliyö setlerini, hafif raylı sistem araçları kendi imkanlarımızla ve yüzde 70’lere varan yerlilik oranlarıyla üretilir hale geldik.” diye konuştu.
Sektördeki lojistik nakliyat ölçüsünün 14 milyon tondan 35 milyon tonlara yükseltildiğine dikkati çeken Uraloğlu, bölüm temsilcilerinin yalnızca yurt içine değil, dünyaya da mal ve hizmet üretir hale geldiğini kaydetti.
