Demir Eksikliği Sağlık Sorunlarına Yol Açabiliyor
VÜCUDUN kâfi ölçüde demir almamasının birçok hastalığa davetiye çıkarttığını belirten İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir, “Demir eksikliği yaşayan şahıslarda halsizlik, yorgunluk, unutkanlık, hafıza sorunları ve konsantrasyon zahmeti üzere şikayetler sıkça görülür. Bu nedenle demirin öncelikle doğal yollarla besinlerden alınmasını tavsiye ederiz” dedi.
Demir eksikliğinin, bedenin kâfi ölçüde demir alamaması yahut kullanamaması sonucu ortaya çıkan yaygın bir sıhhat sorunu olduğunu tabir eden Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir, demir eksikliği ve anemi ortasındaki farklara dikkat çekerek, yanlışsız tedavi teknikleri hakkında açıklamalarda bulundu. Demir eksikliğinin bedende halsizlik, yorgunluk ve unutkanlık üzere problemlere yol açabileceğini belirten Doç. Dr. Demir, özellikle kadınların, vejetaryen bireylerin ve sindirim sistemi sorunu yaşayan hastaların risk altında olduğunu söyledi.
‘DEMİR EKSİKLİĞİ VE ANEMİ BİREBİR ŞEY DEĞİL’
Demir eksikliğinin, kanda demir düzeylerinin olağanın altında olması durumu olduğunu belirten Doç. Dr. Demir, demir eksikliği anemisinin ise demir eksikliğine bağlı olarak kan bedellerinde düşüş yaşanması olduğunu söz etti. Demir eksikliği olan her hastada anemi görülmeyebileceğini belirten Doç. Dr. Demir, “Demir eksikliği yaşayan bireylerde halsizlik, yorgunluk, unutkanlık, hafıza sorunları ve konsantrasyon zahmeti üzere şikayetler sıkça görülür. Bu nedenle demirin öncelikle doğal yollarla besinlerden alınmasını tavsiye ederiz” dedi.
‘VEJETARYEN BİREYLERDE DEMİR EKSİKLİĞİ GELİŞEBİLİR’
Demirin en yeterli kaynaklarının yeşil yapraklı sebzeler ve et eserleri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Demir, “Vejetaryen bireylerin beslenme sistemlerinden dolayı demiri gereğince alamayacakları için demir eksikliği gelişebilir tıpkı vakitte mide ya da barsak sorunlarında demir alımı olağan olsa bile emilim sorunu olacağı için demir eksikliği gelişebilir üzere durumlarda medikal tedavilere başvuruyoruz” diye konuştu.
‘TEDAVİ ŞAHSA ÖZEL OLMALI’
Demir eksikliğinde hem ağızdan alınan ilaçların hem de damar yoluyla verilen demir tedavilerinin uygulanabileceğini belirten Doç. Dr. Demir, “Demir takviyesinin dozu, yaşa ve cinsiyete nazaran değişiklik gösterir. Örneğin, erkekler, bayanlar ve hamile hastalar için olağan kan bedelleri farklıdır. Bu nedenle demir tedavisi bireye özel olarak planlanmalıdır” sözlerini kullandı.
‘FAZLA DEMİR ZİYANLI OLABİLİR’
Demirin gereğinden fazla alınmasının bedende birikmelere neden olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Demir, “Özellikle karaciğerde biriken çok demir önemli sıhhat problemlerine yol açabilir. Kan kıymetleri bilinmeden ve doktor önerisi olmadan demir desteği almak sakıncalıdır. Ağızdan alınan desteklerde bu risk daha azdır fakat damar yoluyla alınan demir tedavilerinde doz aşımı önemli problemlere neden olabilir” diye konuştu.
‘KADINLAR NİZAMLI OLARAK KAN PAHALARINI DENETİM ETMELİ’
Özellikle menopoz öncesi bayanların yılda en az bir sefer demir düzeylerini ölçtürmeleri gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Demir, “Hastalar, demir eksikliği tedavisine başladıktan bir iki ay sonra kendilerini âlâ hissettiklerinde tedaviyi yarıda bırakıyor. Fakat demir depoları büsbütün dolmadan tedavi sonlandırılmamalıdır. Aksi takdirde demir eksikliği kısa müddette tekrarlayabilir” dedi.
‘MENAPOZ SONRASI VE ERKEKLERDE DEMİR EKSİKLİĞİ’
Menopoz sonrası periyotta yahut erkek hastalarda demir eksikliğinin altında yatan farklı bir sıhhat sıkıntısının olabileceğini tabir eden Doç. Dr. Demir, “Eğer vejetaryen olmayan bir bireyde demir eksikliği tespit ediliyorsa, kesinlikle ileri tetkikler yapılmalıdır. Olağan beslenen erkekler ve menopoz sonrası bayanlar da demir eksikliği beklemediğimiz bir durumdur ve bağırsak ya da mide sorunlarının habercisi olabilir” diye konuştu.
‘DAMARDAN DEMİR DESTEĞİ DİKKATLE UYGULANMALI’
Ağızdan tablet kullanmayı tolere edemeyen tüm hastalara ve gebeliğin önemli anemisinde damar yoluyla demir tedavisinin tercih edildiğini belirten Doç. Dr. Demir, u yöntemin kesinlikle hastane kaidelerinde uygulanmalı. Damar yoluyla verilen yüksek ölçüdeki demir, alerjik tepkilere neden olabilir. Bu nedenle hastaların hastane ortamında takip edilmesi çok önemlidir” dedi.
