Devlet hastanesinde ‘ellemeli hasta’ skandalı!
İktidara yakın gazeteci Merve Şebnem Oruç, Bakırköy Mazhar Osman Devlet Hastanesi’nde yaşadığı skandalı toplumsal medyadan paylaştı.
Oruç paylaşımında bir 112 işçisinin kayınvalidesine yönelik, ‘ellemeli hasta var mı?’ sözlerini kullandığını öne sürerken paylaşımında şunları kaydetti:
TACİZ SKANDALINI PAYLAŞTI
Daha evvel buraya yazmıştım, annem (kayınvalidem) inme nedeniyle geçen hafta pazartesi günü gecikmeli olarak İstanbul’a Bakırköy Mazhar Osman İnme Merkezi’ne sevk edilmişti. Orada yaşadığımız kabus, trombektomi süreci için annemin elbiselerini keserlerken, onu acilden ilgili üniteye taşıyacak 112 çalışanının sarf ettiği “OOO ELLEMELİ HASTA MI VAR” cümlesiyle başladı.
“ELLERİNİ OVUŞTURARAK İÇERİ GİREN…”
Eşimin içeride olduğunu fark etmeyen aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz şahıs, onu görünce sıvıştı lakin biz hala 70 yaşında bilinçsiz halde yatan bir bayan hastadan bahsederken ELLERİNİ OVUŞTURARAK İÇERİ GİREN sıhhat işçisinin “ELLEMELİ HASTA” tabirini kullanmasına dair ne bir açıklama duyduk ne de bir özür. Bu kelimeyi olağan bulan asistan bayan tabipten “nasıl olağan olabildiğini” sorduğumuzda “bakın, annenize biz bakıyoruz” formunda bize dönen tehditvari imalara, üç maymunu oynayan hemşirelerden adeta “Beyaz Kod” vermek için sizi provoke etmeye çalışan hastane işçisine burası sahiden “Allah kurtarsın” denilecek bir yer.
Evet, Mazhar Osman bir vakitler yalnızca Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olarak bilinirdi.
Bugün neredeyse tüm başka branşlar var lakin maalesef endişe sinemalarından fırlamış otoritesiz bir tımarhane üzere.
Daha hazini, annem bir haftadır orada ağır bakımda yatıyor ve daha hala tabibinin ismini bilmiyoruz. Bugüne kadar, her gün saatlerce orada beklememize karşın her gün farklı bir tabiple yalnızca 2-3 dakika konuşabildik.
“BALIK BAŞTAN KOKAR”
İlki geçen hafta pazartesi günü trombektomi sürecini yapan ve odasına girdiğimde öğlen saatinde masasında bir şişe şarapla bulduğum bir radyoloji tabibiydi, kalanlar da çocuğumuz yaşında İlah kompleksi yaşayan asistan ya da nöbetçi ağır bakım tabipleri.
Bize daima ağır bakım hali ezbere söyleniyor ve hastanız hakkında bilgiyi size nöroloji tabibi verecek deniyor lakin tam bir haftadır o doktor kim, adını veren yok.
Annemin telefon ya da e-devlet şifresini bilsek (evet, pıhtı atması öncesi kendi şifrelerini aklında tutabilecek kadar sağlıklı bir kadındı) sistemden bakabileceğiz fakat maalesef bu bahiste elimiz kolumuz bağlı.
Bir hastanın ve hasta yakınının en temel hakkı, onun tedavisinden sorumlu hekimi tanımaktır, değil mi?
Bugün annem ağır bakımdan çıkıyor, ben bu paragrafı yazarken nihayet bilgi geldi. Bakalım nasıl bir tablo ile karşılacağız ve en değerlisi karşımızda bir doktor muhatabımız olacak mı?
Bir haftadır yaşadığımız kabusun tamamını anlatmaya dilim varmıyor, çok sevdiğim doktor arkadaşlarımı meslektaşlarının kusurlarını yazıp mahcup etmek istemiyorum fakat Bakırköy Mazhar Osman Devlet Hastanesinde gördüğüm tablo karşısında bir hafta sonunda yorumum şu: Balık baştan kokar. Bu hastanenin idare takımı başhekiminden başlayarak sorumsuz ve sıkıntılı.
“İSTANBUL’UN GÖBEĞİNDE BU TÜRLÜ BİR KÖTÜLÜK OLAMAZ”
Hastalandınız ya da hastanız var, buraya işiniz düştü, kaçın; bakın içtenlikle söylüyorum kaçın. Herkese ulaşabilen bir gazeteci olarak ben ve ailem bu kadar mağdur olduysa ulaşamayanlar neler yaşıyordur, Allah bilir. İstanbul’un göbeğinde bu türlü bir kötülük yok, olamaz. Olamaz.
“SORUŞTURMA BAŞLATILDI”
Oruç olayın yayılmasının akabinde bir açıklamada daha bulunarak şunları kaydetti:
“1- Annem bir öbür hastaneye sevk edildi. Sevk için uğraş gösteren tüm Sıhhat Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü çalışanına teşekkür ederim.
2- Paylaşımdaki ilgili bireyler tespit edildi ve idari soruşturma başlatıldı. Bunun için de Sıhhat Bakanlığına ve İl Sağlık Müdürlüğüne teşekkür ederim.
3- Annemin hekimini bugün bu paylaşım sonucunda görmüş olduk.
4- Bakırköy Mazhar Osman Devlet Hastanesi annemizi ziyaret ettiği üzere beni de telefonla aradı. Üzgündü ve ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Konuşmayla ilgili ayrıntı vermek istemiyorum fakat şunu söyleyebilirim: Hastaneye kalırsa pek bir şey değişmez. Lakin Bakanlık ve ilgili Genel Müdürlükler sayesinde değişim gerçekleşebilir.
5-Bu paylaşımımdan sonra birtakım doktor arkadaşlarım arayıp kendi yakınlarını hastaneye götürdüklerinde yaşadıkları tecrübeleri paylaştı. Bu tweet’in altında da birtakım tabiplerin gibisi paylaşımları olmuş. Hekimler bile gibisi yaklaşımlarla karşılaşacaklarını biliyor ve hastanelere başvurmaktan imtina ediyorsa diyecek bir şey bulamıyorum.”
