Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: “Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik”
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: “Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik”
RİZE – Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye’nin farklı bölgelerinde, bölge toplantıları yaparak 1 Mayıs’ı bütün ülkede kutlamış olacağız” dedi.
Rize’de bulunan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan basın mensupları ve sendika üyeleri ile bir ortaya geldi. Aslan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında bir hafta evvelce aktifliklerin tüm Türkiye’de başlayacağını, son olarak 1 Mayıs günü Rize’de olacaklarını söyledi. Türkiye’nin her köşesini 1 Mayıs için kutlama alanı ilan ettiklerini lisana getiren Aslan, “1 Mayıs aktiflikleri Rize’de yapılacak. Bu sene biz 1 Mayıs’ı bir haftalık aktiflik olarak planladık. Genel lider yardımcıları ve genel lider olarak Türkiye’nin farklı bölgelerinde, bölge toplantıları yaparak 1 Mayısı bütün ülkede kutlamış olacağız. Karadeniz bölgesindeki konuklarımızı Rize’de, Doğu Anadolu bölgesindeki konuklarımızı Van’da, İç Anadolu bölgesindeki konuklarımızı Konya’da, Ege bölgesindeki konuklarımızı Aydın’da konuk edeceğiz. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki konuklarımızı Gaziantep’te buluşturacağız. Marmara bölgesinde ise Kocaeli’nde toplanacağız ve en son 1 Mayıs’ta Rize’de olacağız. Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik” dedi.
Taksim’in kutlamalara kapalı olması nedeniyle açık alanlarda kutlamaların gerçekleşeceğini lisana getiren Aslan, “1 Mayıs Birlik Uğraş Dayanışma gününü uzun yıllar ülkemizin meydanına hapsetmek isteyen ideolojik yaklaşımları artık büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Türkiye’nin her alanının Taksim Meydanı olduğunu düşünüyoruz. Taksim meydanının personel hareketinin tarihinde değerli bir kırılma noktası olduğunu biliyoruz. Bütün alanların 1 Mayıs alanı olarak kıymetlendirerek sıkıntılarımızı yüksek sesle tabir edebileceğimiz, çalışanların bir ortaya geldiği ve bu sıkıntılarımızın, taleplerimizin, tenkitlerimizi tabir edebileceğimiz alanlara muhtaçlığımız var. Maalesef uzun müddet Türkiye’deki bir küme ideolojik saplantılarla 1 Mayıs’a bir ideolojik kılıf giydirerek yalnızca belli bir kısma aitmiş üzere uzun yıllar bunu gündemde tutmaları bizim işimizi de zorlaştırıyor. Hak-İş olarak 1 Mayıs’ı Taksim meydanlarında da kutladığımız yıllar oldu. 2009, 2005 yılında emsal halde Hak-İş olarak 1 Mayıs görüşlerimizi söz ettik. Taksim’in kutlamalara kapatıldığı için bizler açık alanlarda, meydanlarda 1 Mayıs etkinliklerimizi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda Hak-İş olarak 1 Mayıs etkinliklerimizi emekçilerin iştirakiyle Türkiye’nin değişik vilayetlerinde güçlü, birlik ve dayanışma içerisinde gerçekleştireceğiz” sözlerini kullandı.
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan mevsimlik çalışanlar konusuna da değinen Alsan, “Geçici mevsimlik çalışanların sorunu büyük ölçüde çözüldü fakat ÇAYKUR’daki problemimizi çözemedik. Bu bahisle ilgili konfederasyonumuzla birlikte çalışıyoruz. Sendika ve konfederasyonumuz sürecin başından itibaren burada yetki alıp toplu kontrat yapmaya başladığımız andan itibaren bu bahis bizim için birinci gündem hususudur. Bu 1 Mayıs’ta da tekrar güçlü bir halde kamuoyuyla ve Rize’yle paylaşacağız” sözlerini kullandı.
“Emeğiyle geçinenlerin üzerine fatura edilmiş bir gelir vergi sistemi var”
Türkiye’deki vergi sisteminin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine değinen Aslan kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de ne yazık ki çok kazanan az vergi veriyor, az kazanan çok vergi veriyor. Sistem maalesef bunu gerektiriyor. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. Çok kazanan çok vergi vermeli, az kazanan az vergi vermeli. İkincisi vergi düzenlemesinde çalışanlarımızın ailevi yükümlüklerine nazaran vergi oranlarının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünyadaki uygulamalara baktığınız vakit pek çok demokratik ülkede bir personel bekar ise ya da evliyse çocuk sayısına nazaran bütün bunlar göz önüne alınarak vergiden kolaylık sağlanıyor. Bizim ülkemizde ise işe yeni girmiş bekar bir çalışanla otuz yıllık hizmeti olan beş çocuk sahibi bir emekçi ortasında vergi konusunda hiçbir farklılık yok. Bunun hakkaniyeti yoktur, bunun kesinlikle vergi sistemimize dahil edilmesi gereklidir. Pek çok kendi hesabına çalışan patronlar ve şirketler, kuruluşlar harcamalarını vergiden düşüyorlar. Bizim çalışanlarımız için ne yazık ki vergi iadesi de kalktığı için bugün hiçbir temel tüketim harcamalarımızı vergiden düşemiyoruz. Halbuki patronlarımıza bu imkan sağlanıyor, en lüks arabaya biniyor, aldığı arabası krediyle alındığı için vergi ödemiyor. Aracının mazotunu da vergiden düşüyor, münasebetiyle ücretsiz bir hayat. Vergi konusunda hepsini emeğiyle geçinenlerin üzerine fatura edilmiş bir gelir vergi sistemi var. 2023 sayılarında toplanan vergilerin yüzde 65’i dolaylı vergiler. Dolaylı vergileri kim ödüyor? Tekrar bizler ödüyoruz, KDV, ÖTV vs. Olağan bizim üzere vergi ödeyenlerin toplam oranı yüzde 30 küsur, servetten vergi ise yalnızca yüzde 2” formunda konuştu.
Reklamdır
