Hande Z. Watt’ın fantastik edebiyata soluk getiren romanı: Savaşçı Kalbi

Fantastik edebiyata yeni bir nefes veren Savaşçı Kronikleri’nin ilk kitabı Savaşçı Kalbi, sıra dışı bir bayanın hayatta kalma uğraşını anlatıyor.

Halkının nefret ettiği, yurtsuzların avlanmaya ant içtiği, hükümdarların bile arzuladığı bayan: Leyla…

Güçlü, yürekli, bağlantılar ve sağlam bir savaşçı.

Sarı saç, mavi gözlü savaşçıların ortasında siyah hisseleri ve yeşil gözleriyle dışlanan Leyla, hem fizikî hem de duygusal olarak test ediyor.

Savaşçı soylular ortasında yetersiz yeteneğiyle Savaşçı Kral’ın sıra dışı gözdesi olan Yüzbaşı Alec, benliğin derinliklerinde ateş ve çelikle doğmuş bir asker. Leyla’yı eğitimin başlangıcından beri yakından takip eden Alec’in ona olan ilgisi ise işleri daha da karıştırıyor.

Ayrımcılığa, dışlanmaya ve güç çabalarına karşı direnen bir karakterin kıssası olan Savaşçı Kalbi , okuyucuyu sürükleyici bir dünyanın içine çekiyor.

Hande Z. Watt’tan, destansı bir cihan ve tutkulu, mücadeleci arayanlar için kaçırılmayacak bir roman.

HANDE Z. WATT HAKKINDA

Defterdar’ın Hande Z. Watt’a dair notları:

İstanbul’da doğdu. Çocukluğu Almanya’da geçti. Birinci parasını 8 yaşındaki David Hasselhoff albümünde art vokalde kazandığını belirtti. Tufts Üniversitesi’nde ideoloji ve siyaset bilimle ilgilenen amigo bir oda arkadaşı vardı.

Boston’da yaşarken bir caz üçlüsünde bol bol bossa nova olduğunu söyledi. Miami’de yaşarken (beceriksizce) capoeira yaptı. Edinburgh Üniversitesi’nden Yaratıcı Müelliflik ve İngiliz Edebiyatı alanında doktora derecesine sahip. Üç takma reklam kullanarak 20’den fazla yapıtı yayımlandı. Penguen Yayınevi için Türkçe’den İngilizce’ye roman çevirdi.

ÜNİVERSİTELERDE DERSLER VERDİ

Rajasthan’da bir yabandomuzu tarafından kovalandı. Edinburgh Üniversitesi’nde yedi yıl boyunca Edebiyat ve Yaratıcı Müelliflik dersleri verdi. Togo’da Afrikalı bir cadı hekimiyle tanıştı (ama ondan hiçbir şey satın alamadı!). İngilizce, Türkçe, Almanca, orta Fransızca, biraz İtalyanca, azıcık Hangul ve akıcı bir halde Kedi lisanı konuşabiliyor. Bir oğlu, bir kızı ve bir İskoçyalı (tarihçi) kocası var.

Kedileri Kleopatra ve Julius yazarken kalemine saldırmaya bayılıyor. Bu kitap için araştırma yaparken okçuluk derslerinde topluluklar mosmor oldu. Benin’de farklı bir kitap için araştırma yaparken neredeyse bir piton çukuruna düşüyordu (son saniyelerde kurtardı). İkiyüzlülükten ve muzdan hiç mi hiç hoşlanmaz. Günlük ajandasına rengârenk yapıştırmayı çok sever. Kahve âşığıdır.