Kalp krizine giden sessiz tehlike!
Prof. Dr. Yavuz, hipertansiyonun birden fazla vakit belirti vermediğini ve bu nedenle hastaların tabibe başvurmaktan çekindiğini vurgulayarak, hastaların sistemli olarak tansiyonlarını ölçtürmeleri gerektiğine dikkati çekti.
“Sağlıklı bireylerin yılda en az bir defa tansiyonlarını ölçtürmeleri kıymetli. Şayet yüksekse, bu takip daha sık yapılmalı” diyen Yavuz, çocukluk devrinden itibaren sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması gerektiğini kaydetti.
Yavuz, “Türkiye’de Dünya Sıhhat Örgütü’nün önerdiği ölçünün yaklaşık iki katı tuz tüketiliyor. Bu da hipertansiyon gelişimini artıran değerli bir faktördür” sözlerini kullandı.
Hipertansiyon hastalarının bile nizamlı denetimlerini ihmal ettiğini lisana getiren Yavuz, “Tansiyon ilacı kullanmak tek başına kâfi değil, tansiyonun denetim altına alınması gerekiyor. Büyük tansiyonu 14, küçüğü ise 6 düzeylerinde tutmak kalp, böbrek ve akciğer hastalıklarından korunmak açısından ehemmiyet taşıyor. Aile tabiplerine müracaatların artırılması, tedavilerin nizamlı gözden geçirilmesi ve tuz tüketiminin azaltılması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Düzenli denetimin hayat kurtardığına değinen Yavuz, “Tansiyonun denetim altına alınması durumunda kalp yetmezliği ve felç hastalığının yarıya yakınının, kalp krizlerinin ise dörtte birinin önlenebileceğini biliyoruz” dedi.
