Küresel ısınma polen alerjisinin zamanını da etkiledi

Küresel ısınma polen alerjisinin vaktini da etkiledi

ANKARA – Polen alerjisinin olağan vakitte Şubat ayında başlayıp birkaç ay sürdüğünü belirten İmmünoloji İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Şadan Soyyiğit, ” Global iklim değişikliğiyle birlikte bunun zamanlaması yıl uzunluğu da artık yayılmış durumda” dedi.

Ağaçların çiçek açmasıyla bir arada ortaya çıkan polenler insanların toplumsal hayatını kısıtlarken birtakım sıhhat sorunlarına de neden olabiliyor. Alerjisi olan bireyler astım hastalığı belirtileri, burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı gibi sorunlar yaşıyor.

Bilkent Şehir Hastanesi İmmünoloji İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Şadan Soyyiğit, genetik olarak yatkınlığı olan şahısların alerjiyi daha ağır yaşadığını söyleyerek, alerjik belirtileri ve tedavi yöntemlerini İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı.

Polen alerjisinin yakınmalarının daha çok teneffüs yoluyla alınan organlarda görüldüğünü anlatan Soyyiğit, burun akıntısı, hapşırık, kaşıntı, burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı, kızarıklık, üzere meselelere neden olduğunu söyledi.

Alerjinin astım gibisi şikayetlere de neden olabileceğini lisana getiren Soyyiğit, tedavi edilemezse nefes darlığı öksürük üzere yakınmalara da sebep olabileceğini belirtti.

“Genetik olarak alerjiye yatkınlığı olan şahıslarda daha çok görülür”

Prof. Dr. Soyyiğit, polen alerjisinin genetik olarak alerjik yatkınlığı olan bireylerde kendini gösterdiğini aktararak, “Ailesinde polen alerjisi ya da öbür alerjik hastalık hikayesi olan kümelerde daha fazla görülüyor. Hastalıklı olan bireylerde polene karşı bağışıklık karşılığı oluşuyor kalıtsal olarak. O nedenle onlar da polene karşı bir çok hassaslık tepkisi veriyorlar. Çok hassaslık şikayetleri veriyorlar. Bu nedenle bu kümelerde daha fazla görülüyor” formunda konuştu.

“Hiç şikayeti olmayan birinde erişkin çağda da yakınmalar başlayabilir”

Alerjinin yalnızca doğuştan gelişmediğini söyleyen Soyyiğit, “Doğuştan görülebilir, yaşla birlikte artabilir. Çocuklarda da görülebilir. Fakat hiç şikayeti olmadan erişkin çağda da yakınmalar başlayabilir. Hastalar, daha evvel bu türlü hiçbir şikayetim yoktu fakat sonrasında gelişti diyorlar. Bu vakit aslında kişinin duyarlandığı periyottur. Yani polenle karşılaşır, ona karşı bir hassaslık geliştirir, sonra da şikayetleri başlar” sözlerini kullandı.

“Bir gün evvel şikayetleri yokken sonraki gün şikayetleri başlayabilir”

Prof. Dr. Soyyiğit çocuk yaşta önemli alerjik tepki gösteren şahısların tabibe başvurması gerektiğine dikkati çekerek kelamlarına şöyle devam etti:

“Polenlerin uçuştuğu Ocak sonu Şubat başı polen alerjisinin oluştuğu vakittir. hastalarımızda global iklim değişikliğiyle birlikte zamanlamanın biraz fark ettiğini görüyoruz. Daha erken polen alerjisi başlayabiliyor lakin hastalar onu ilişkilendiremeyebiliyorlar. Ağaçların çiçeklenmesi, polenlerin uçuşması ile birlikte bu mühlet Eylül’e kadar uzuyor lakin en şiddetli Haziran’da görülüyor. Bir gün evvel şikayetleri yokken sonraki gün şikayetleri başlayabiliyor. Global iklim değişikliğiyle birlikte bunun zamanlaması yıl uzunluğuna yayılmış durumda. Fakat onlar polen alerjisiyle bunun bağlı olabildiğini anlayamıyorlar. Biz lakin testler yaptığımızda anlayabiliyoruz.”

“Polenlerin ağır olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı”

Şikayetlerin artmasıyla birlikte tedavi formüllerinin kıymetli rolü olduğuna değinen Soyyiğit, “Alerjik hastalıkların tedavisinde polenden korunmayı öneriyoruz başlangıçta. Lakin kâfi olmuyor. Polenlerin ağır olduğu saatlerde dışarı çıkmayacak, sabah öğle, pencereyi açmayacak, dışarıda şapka takacak, gözlük takacak, dışarıda çamaşır kurutmayacak, dışarıdan gelince üstünü değiştirecek, gerekirse duş alacak. Araçların polen fitresini sık değiştirmek, aracın camlarını açmamak üzere korunma sistemleri var” tabirlerini kullandı.

“Erken tedavi olanlar alerji devrini rahat geçiriyor”

Önceki yıllarda polen alerjisi yaşayan şahısların erkenden doktora gelmesini önerdiklerini lisana getiren Soyyiğit, “Şikayetlerin başlamadan ilaç tedavisine başlayalım, hazırlıklı gir diyoruz. Bunun için burun spreylerimiz var, alerji ilaçları var. Bunlar da birtakım hastalarımıza yararlı oluyor. Polen periyodunu rahat geçiriyor” formunda konuştu.

“Aşı, uzman doktor gözetiminde güvenle uygulanabilir”

Prof. Dr. Soyyiğit alerjik rahatsızlığı ilerleyen hastalarda ilaç tedavisinin de tesirli olmadığını belirterek şunları kaydetti:

“Polene karşı bir aşı tedavisi uyguluyoruz hastalarımıza. Bu da alerji hastalık uzmanı kontrolünde uygulanan en kıymetli tedavi metotlarından biri. Aşıda biz poleni veriyoruz aslında. Bedene poleni küçük küçük vererek alıştırıyoruz. Ona tolerans göstermesini sağlıyoruz. Alerji uzmanı kontrolünde uzun süren bir tedavi yolu bu. Enjeksiyon formunda ya da ağızdan alınabiliyor. Enjeksiyon biçiminde olanda yan tesir olabileceği için hastaların yarım saat müşahede altında tutulması öneriyoruz. Doktor gözetiminde, özellikle alerji uzmanı hekimin nezaretinde olursa güvenle uygulanabilir.”