Kuş gözlem kampında tarihi an: İlk kez görüldü!
Antalya Kuş Müşahede Topluluğu tarafından her yıl kentte kuş müşahede kampı düzenleniyor. Bu yıl da 4-6 Nisan tarihleri ortasında, Antalya’nın en değerli göçmen kuş rotalarından biri olan Manavgat ve Serik kıyı kesitlerinde Antalya Kuş Müşahede Kampı gerçekleştirildi.
Kamp, Türkiye’nin dört bir yanından gelen iştirakçilerle büyük bir coşkuyla tamamlandı. Şırnak’tan İstanbul’a kadar uzanan geniş bir iştirakçi profiliyle gerçekleşen kamp, kuş müşahedesine ilgi duyan herkesi Antalya’da bir ortaya getirdi.
7’DEN 70’E KATILIM
Antalya Kuş Müşahede Topluluğu’ndan Gökçe Coşkun, 7’den 70’e iştirakin olduğu kampa bilhassa çocuk iştirakçilerin renk kattığını söyledi.
Coşkun, “Doğaya duydukları merak ve heyecanla kuşları arayıp bulan, onları dikkatle gözlemleyen ve fotoğraflayan çocuklar, kamp boyunca sevinçleriyle aktifliğe canlılık kazandırdı. Müşahede alanları ortasında Manavgat Kıyısı, Titreyengöl, Denizkent, Boğazkent ve Manavgat Ulualan etrafı yer aldı. Bu bölgelerde gerçekleştirilen müşahedeler sırasında yaklaşık 140 kuş tipi kaydedildi” dedi.
HEYECANLANDIRAN İKİ TÜR
Kamp boyunca en çok heyecan yaratan müşahedelerden birinin, Antalya’da nadiren görülen ‘yeşil arı kuşu’ olduğunu belirten Gökçe Coşkun, “Ancak kampın en çarpıcı müşahedesi, Antalya için birinci, Türkiye içinse sadece beşinci kayıt olan ‘Tibet cılıbıtı’ oldu. Bu kıymetli kayıt, iştirakçiler ve kuş müşahede topluluğu tarafından büyük heyecanla karşılandı” diye konuştu.
ÇÖP VE MOLOZ SORUNU
Kampın en değerli maksatlarından birinin de tabiat farkındalığı oluşturmak olduğunu söyleyen Coşkun, “Ancak müşahede alanlarımızda karşılaştığımız kimi görünümler iç açıcı değildi. Kuşların ağır olarak bulunduğu kıyı, göl ve sulak alanların birçoğunda moloz, inşaat artıkları ve çöp yığınları ile müsabakamız hepimizi derinden üzdü.
Antalya üzere doğasıyla öne çıkan bir kentte, kuşların hayat alanlarının sahipsiz ve korunmasız kalması dikkat cazip bir sorun olarak öne çıktı. Antalya Kuş Müşahede Kampı, sırf kuşları gözlemlemek için değil birebir vakitte tabiata daha yakından bakmak, doğayı müdafaa şuurunu artırmak ve farklı kentlerden gelen doğaseverleri bir ortaya getirmek gayesiyle da kıymetli bir buluşma noktası oldu” dedi.
