Nahid Sırrı Örik’in yıllarca çekmecelerde saklı kalan kitabı: Mehlika Hanım Ailesi
Nahir Sırrı’nın 1959’da, vefatından bir yıl evvel kaleme alıp Tahir Alangu’ya emanet ettiği, uzun periyodik çekmecelerde kalan son romanı Mehlika Hanım Ailesi’ni okurlarla buluştu.
Nahid Sırrı, Mehlika Hanım Ailesi’nde, Osmanlı periyodu servet sahibiyken Cumhuriyet’ten sonra imtiyazlarını yitiren ailelerden birinin birinden değişik bir kesiti öykü ediyor.
Ailenin annesi Mehlika Hanım prestiji ve servet kaybıyla bununla boğuşuyor; eşi Şevket Bey tüm gün kahvede oturmakta, oğullarının biri okula gidip gelmekte, başkasıysa Şişli’de gönül alakası kurduğu bir bayandan aldığı harçlıklarla yaşamaktadır.
Şevket Bey’i tesadüfen gören Akademi öğrencisi Neşîde’nin, onun “bir eski Şark dilencisi” olarak farklı çizmek istemesi aile çehresini değiştirir. Mehlika Hanım, bu oryantalist imgeyi bu derece ayrılan kocasının hakikaten dilencilik yapmayı düşünmeye başlar…
Sayfa: 176
AYNI SINIFTAKİ BİREYLER
Mehlika Hanım’ın ailesiyle tıpkı sınıftaki bireyler olan Nahid Sırrı, içinde barındırdığı zümrenin eskisini, dilencilik yaparak klâsik günlere yaklaşabileceği hissine kapılan
bir eski Osmanlı ailesinin yaşadığı dönüşüm ve yabancılaşma üzerinden, kendi görüşlerinin tecrübelerinin yanında fotoğraf sanatına yönelik eleştirel bir bakışla kurgular. Önemli bir resim
koleksiyonuna sahip olan, fotoğraf sanatına dair pek çok yazı da bulunan Nahid Sırrı, bu romanda oryantalizmin klişelerini yalnızca kullanmakla kalır, keskin ironisiyle eğilip büker.
NAHİD SIRRI ÖRİK
Nahid Sırrı Örik, 1895’te İstanbul’da doğdu. Dedesi divan sahibi bir paşa, babası ise üst seviye bir bürokrat ve Shakespeare’in iki yapıtını lisanımıza kazandırmış bir tercümandı.
Eğitimine meskende bir Türkçe hocası ve bir Fransız mürebbiye ile başlayan Nahid Sırrı Örik, Afitab-ı Maarif Rüştiyesi’ni bitirdikten sonra ortalarında Galatasaray ve Hukuk Mektebi’nin bulunduğu birkaç okul değiştirdi.
Birinci Dünya Savaşı içinde, 1915’te yurt dışına gitti. Tiflis, Berlin, Kopenhag, Paris, Viyana ve Roma’da bulundu, birinci hikayesi 1927’de Fransa’da, Fransızca olarak yayımlandı. 1928’de yurda döndü ve Cumhuriyette yazarlığa başladı.
EDEBİYATIN HER ALANINDA ESERLER VERDİ
Milli Eğitim Bakanlığında uzun yıllar mütercim olarak çalıştı. Hasan Âli Yücel periyodunda Dünya Klasikleri’ne birer Voltaire ve Balzac çevirisiyle katkıda bulundu. Roman, öykü, oyun, deneme, inceleme, anı ve seyahat çeşitlerinde eserler verdi, çevirileri dahil 30’u aşkın kitabı yayınlandı.
Usta muharrir, 18 Ocak 1960 yılında hayatını kaybetti.
