Rosier’den olay açıklama: ‘Sen adam değilsin…’

Bir periyot Beşiktaş forması giyen Fransız futbolcu Valentin Rosier açıklamalarıyla gündem oldu.

Histoires de Foot Podcast’e konuşan 28 yaşındaki sağ bek, Beşiktaş’ta birinci yıl her şeyi kazandığında Galatasaray’ın kendisini istediğin söyledi.

GALATASARAY’I REDDETTİM

Valentin Rosier açıklamalarında Galatasaray’dan kendisine gelen teklif için “Beşiktaş’ta birinci yıl her şeyi kazandığımızda Galatasaray beni istemişti. Galatasaray, o devirde bana daha yeterli bir kontrat sunmuştu. Hatta teknik yöneticisine bildiri bile attım zira onlar çok büyük bir kulüp. Galatasaray’a karşı en ufak makus niyetim yok. Ancak o periyotta ben sadakati seçtim. Zira ben nitekim sadık bir adamım.” dedi.

Galatasaray’ın teklifini reddettiği süreci de anlatan Fransız futbolcu Rosier, “O yüzden Galatasaray hocasına yazdım: ‘Siz büyük bir hocasınız, çok büyük bir kulüpsünüz lakin ben Beşiktaş’ta kalmak istiyorum.’ Yani Galatasaray’a, daha çok para kazanabileceğim bir teklife ‘hayır’ dedim, Beşiktaş’ta kalmayı seçtim. Kalbimi dinledim diyebilirim. Ve sonrasında bana yapılan bu mu? Nitekim akıl alır üzere değil.” sözlerini kullandı.

AYBABA’YA YÜKLENDİ

Beşiktaş’ta devrin sportif yöneticisi olan Samet Aybaba’ya da sert sözlerle yüklenen Valentin Rosier, takım dışı kaldığı süreci anlattı.

Yaşanan diyalogları aktaran Rosier “Beşiktaş’ta son devirdeki sportif yönetici çok ciddiyetsizdi. Tahminen biraz ağır olacak lakin sahiden çok zayıftı. Evvelki sportif yöneticiyle çalışmak keyifliydi. Lakin bu sonuncusu… Çıldırtıyordu insanı.

Kontratımda takım dışı bırakma unsuru yoktu. Haberi görünce inanamadım. Onana’yla birlikte temel sportif yöneticinin (EN: Samet Aybaba) ofisine gittik. Sinirliydim, hakikaten çok sinirliydim. Odaya girdiğimizde aslında adamın havası, kibirli, ukala bir tutumla karşıladı beni. ‘Ee, ne oldu şimdi’ dedi. Yalnızca bu hali bile beni zahmetten çıkardı. ‘Sen adam değilsin. Bu iş bu türlü yapılmaz. İnsan üzere gelir evvelden konuşursun’ dedim.

Sonra sonla başladım konuşmaya. Dedim ki: ‘Bak, Instagram’daki o duyuruyu çabucak kaldırtacaksın. Benim kovulduğumu Instagram’dan öğrenmem ne demek ya? Aklını mı kaçırdın? Bu kulüpte neler yaptım ben, her şeyden sonra sen beni bu türlü kapı önüne koyuyorsun. Neymiş, davranış ve futbolsal gerekçelermiş… Davranış mı? Benden daha profesyonel davranan biri varsa söyle! İdmanlarda senden olan Türk oyunculardan bile daha çok efor veriyorum! Futbol açısından da bir şey diyemezsin, zira alanda gerekeni yapıyorum.’

Sonra dedim ki: ‘Açık konuş, beni neden kovdun?’ Bana tek söz etmedi. Yalnızca eliyle şöyle bir hareket yaptı: ‘Hadi haydi, çık dışarı.’ Latife üzere değil mi? Ciddiyim, yemin ederim bu türlü yaptı. Sportif yöneticiye açıkça söyledim, ‘Ben bu odadan çıkmam! Beni bu halde kovamazsın. Ben Valentin Rosier’im, beni o denli kafana nazaran kovamazsın.’ dedim. Zira ortada hiçbir neden yokken bunu yapmaya çalışıyorlar. Dedim ki, ‘Bu kulüpte koca bir dönem boyunca hiçbir şey yapmayan oyuncular var. Şayet birini kovacaksan, onları kov. Fakat beni bu türlü hiçbir açıklama yapmadan gönderemezsin.’ diye konuştu.

‘ORTAM GERİLDİ BİZİ AYIRDILAR’

Aralarında yaşanan gerginliğe de değinen Fransız oyuncu, “Sonra sesler yükseldi, ortam gerildi, bizi ayırdılar. Dışarı çıktım, sonumdan çöp kutusuna tekme attım, kırdım. Kulüpten dışarı çıktım. Lakin olay şu; bunlar hakikaten akılsızca davrandılar. Zira bir kulüp, profesyonel bir oyuncuyu bu halde keyfi olarak kadrodan atamaz. Bize kelamda bir mail attılar, ‘Yarın idmana gelmenize gerek yok’ dediler. Kadrodan resmen uzaklaştırıldık. Artık grupla birlikte idman yapmamız yasaktı, başka çalışacaktık. Tekme attığım için buna ‘kötü davranış’ diyerek beni suçlamak istediler. Ancak sonra biz avukatlarımızı devreye soktuk. Onlar da durumun yasal olarak kusurlu olduğunu bildikleri için geri adım attılar ve bizi ekibe tekrar dahil ettiler.

Gerçi ben o sırada sakattım, egzersize çıkmıyordum. Lakin düşün mesela: Rachid Ghezzal, Aboubakar, Onana, Eric Bailly… Bunlar kadroyla ısınmaya çıkıyordu. Isınma biter bitmez kenara alınıyorlardı. Ne kadar sinsice bir hal bu ya!” tabirlerin kullandı