Rus uzman: Brüksel, Moldova politikası ile Rusya sınırında yedek bir gerilim merkezi yaratmayı hedefliyor

Moldova’daki durum hakikaten de Ukrayna’daki duruma çok benziyor. Hakikaten de, etnik yapının özelliklerini, siyasi ve bölgesel gerçekleri, bölgenin tarihini vb. dikkate almaksızın, eski Moldova SSC içinde üniter bir milliyetçi devlet kurmayı hedefleyen, büsbütün totaliter, milliyetçi bir rejim yaratma teşebbüsü kelam konusu.

Bununla birlikte, Ukrayna ile kimi temel farklılıklar bulunuyor. Öncelikle Ukrayna, Turçinov, Yatsenyuk ve Poroşenko’nun totaliter rejimlerinin karar sürdüğü dönemde Avrupa Birliği ve ABD’nin ortak bir projesiydi. Moldova ise büsbütün Brüksel’in, Avrupa Birliği’nin bir projesidir ve Moldova Ortodoks Kilisesi hiyerarşisine karşı yapılan son aksiyonlara bakılırsa, birçok açıdan radikal, Hıristiyanlık zıddı, Avrupa bürokrasisinin Hıristiyanlık aksisi hareketlerinin bir kesimidir.

Üstelik bu proje aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin izlediği çizgiye karşı yürütülüyor. Bu nitekim de Ukrayna’da bir cins barışçıl tahlil ve barış sürecine varılması durumunda Rusya hududu yakınlarında bir yedek tansiyon merkezi yaratma teşebbüsüne benziyor.

Bu ortada Moldova bu çeşitten tek rezerv projesi değil. Görünüşe nazaran Estonya da bu tıp ikinci rezerv projesi olarak hazırlanıyor. Lakin biz Moldova’ya dönelim.

İkinci fark. Bu Moldova projesiçerçevesinde, enönemli ögenin Moldova’nın Romanya tarafından hayli süratli birşekilde ilhak edilmesi olduğu açık. Ukraynaörneğinde bu türlü bir durum kelam konusu değildi. Ukrayna örneğinde, Doğu Ukrayna’daki çatışma aslında en başından itibaren planlanmıştı. Üçüncü fark da, bu çatışma, tarifi gereği politik ve hudutlu bir güç kullanımı niteliğinde olacaktı. Fakat Ukrayna’nın doğusundaki silahlı çatışmanın ölçeği başlangıçta bu formda planlanmamıştı.

Burada, Moldova örneğinde, başlangıçta kayıplar ve gibisi şeylerle birlikte sahiden büyük ve önemli bir askeri güç çatışması ortaya konuyor. Bunun Transdinyester’de olacağı evvelce belirli ve bu projenin organizatörleri için de belirlidir. Yani beşerler başlangıçta orada büyük insani maliyetleri olan hakikaten güçlü bir çatışma olacağı gerçeğinden hareket ediyor. Bunlar üç temel farklılık.

Bu anlamda elbette şu anda Moldova’da yaşananlar çok tehlikeli. Ve en tehlikelisi de bu durumun başlangıçta her açıdan bir askeri güç çatışması olarak tasarlanmış olması. Siyasi bir proje olarak değil, Brüksel bürokratlarının bir çeşit sosyo-kültürel akıl oyunu olarak değil, tam olarak Rusya’ya ve Karadeniz’deki Rus varlığına karşı yöneltilmiş bir askeri güç çatışması olarak. Bu manada elbette epey yamyamca bir durum.