Tarihi ışık tutacak: Bin yıllık sır perdesi ortaya çıkıyor!

Muş Alparslan Üniversitesi, Anadolu’nun giriş kapısı olarak bedellendirilen Malazgirt’in tarihinin daha güzel bilinmesi ve tanıtılması maksadıyla “Tarihi Malazgirt Kenti Kazıları” projesini hazırladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde yürütülecek projede misyon alan 30 akademisyen ve 15 öğrenciden oluşan takım, Arkeoloji ve Antropoloji Laboratuvarı’nda ön çalışma ve alan idaresi planlamasına başladı.

Arkeolog, sanat tarihçi, antropolog, tarihçi, coğrafyacı, jeofizikçi ve jeologların yer aldığı grup, Malazgirt’teki höyükler, tarihi yapı kalıntıları, mezarlar, tarihi yollar, Malazgirt Kalesi, han ve tarihi köprülerde yapılacak çalışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Kısmı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Oğuzhan Karaçetin’in başkanlığında yürütülecek proje kapsamında hafriyat çalışmalarına haziran ayında başlanması planlanıyor.

“Tarihi mirası gün yüzüne çıkaracak yeni takımlar oluşturmak istiyoruz”

Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, üniversitelerinin öncelikli misyonlarından birinin Malazgirt Savaşı ile ilgili yapılan çalışmalar olduğunu söyledi.

Tarihi Malazgirt Kenti Hafriyatları Projesi’nin üniversiteye tevdi edildiğini belirten Alican, şöyle konuştu:

“Üniversitemiz, Malazgirt ile alakalı bilimsel hafriyatları da üstlendi. Gelecek süreçlerde hem Malazgirt’in hem de Malazgirt etrafında bulunan başka tarihi mirasın gün yüzüne çıkarılması ve dünyaya duyurulması noktasındaki misyonunu daha ileri bir noktaya taşımış oldu. Burada bir okul olmak istiyoruz.

Bu çalışmaları yürütecek yeni gençler yetiştirecek ve bilhassa bu coğrafyada bulunan tarihi mirası gün yüzüne çıkaracak yeni takımlar oluşturmak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Tarihi Malazgirt Kenti Hafriyatları Projesi’nin üniversitemize verilmesini çok kıymetli bir etap olarak görüyoruz. İnşallah çok daha düzgününü yapacağız ve daha güzel yerlere geleceğiz.”

Amaçlarının bölgenin bütün tarihi birikimini gün yüzüne çıkarmak olduğunu vurgulayan Alican, şunları söz etti:

“Tarihin en eski periyotlarından günümüze kadar uzanan süreç içinde bu coğrafyanın ürettiği, bir biçimde bu coğrafyanın toprağına gömülmüş, gidip kendisini bulmamızı bekleyen bütün tarihi yapıtları, kıssaları ve anlatıları ortaya çıkarma istikametinde bir maksadımız var. Ömrümüz yettiğince, son nefesimize kadar daima birlikte arkadaşlarımızla elimizden geleni yapacağız.”

“Bu hafriyat çalışmalarıyla Malazgirt’in bütün dönemlerine odaklanıyoruz”

Kazı Başkanı Karaçetin ise Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Adnan Çevik’in bilimsel danışmanlığında Malazgirt ilçesinde yürütülen projede değerli çalışmaların yapıldığını belirtti.

Malazgirt ilçesinin kendileri için yabancı bir çalışma alanı olmadığını söz eden Karaçetin, “Tarihi Malazgirt Kenti Hafriyatları projesine başvurduk. Müracaatımız olumlu sonuçlandı. 10 yıla kadar burada hafriyat yapmayı planlıyoruz. Bu kapsamda takımlar oluşturduk. Aslında Muş Alparslan Üniversitesi arkeolojik hafriyatlar için kâfi potansiyele sahip. Saha çalışmalarından evvel proje grubumuzla ön çalışmalara başladık. Hem alan idaresi planlaması hem de yapılacaklarla ilgili ilerleme kaydediyoruz” sözlerini kullandı.

Karaçetin, şunları kaydetti:

“Malazgirt kadim bir tarihe sahip. Daha evvel yaptığımız yüzey araştırmalarında belirlediğimiz lokasyonlar vardı fakat evvelki projemizde yalnızca Orta Çağ’a ve Malazgirt Savaşı’na odaklanmıştık. Bu hafriyat çalışmalarıyla Malazgirt’in bütün periyotlarına odaklanıyoruz. Malazgirt Kalesi ve tarihi yapılar var, bunları gün ışığına çıkartıp hem bilimsel açıdan eksikliği kapatmak hem de burayı turizm açısından bir cazibe merkezi haline getirmek için çalışmalar yürütmek istiyoruz.

10 farklı üniversiteden akademisyen projede yer alıyor. Bunlar kendi alanında uzman akademisyenler. Milletlerarası üniversitelerle işbirliği yapmayı hedefliyoruz. Malazgirt bizim için bir laboratuvar, yarını anlayabilmek için dünü en âlâ gösteren laboratuvarlardan birisi. Projede dayanağı olan Kültür ve Turizm Bakanlığına, üniversitemize ve proje takımına teşekkür ediyorum.”