Trump, ‘yanlışlıkla’ sınır dışı edilen Garcia hakkında konuştu: Tatlı ve masum gibi gösteriyorlar
ABD Başkanı Trump, Truth Social isimli toplumsal medya hesabındaki paylaşımında, Amerikan kamuoyunda son günlerin en tartışmalı başlıklarından biri olan Garcia’nın hudut dışı edilmesine ait görüşlerini aktardı.
Trump, paylaşımında, “Radikal mecnun demokratlar ile onların geçersiz haber medyasındaki yoldaşları, Kilmar Armando Abrego Garcia’yı çok tatlı ve pak bir insanmış üzere gösteriyorlar lakin bu büsbütün, bariz ve tehlikeli bir yalan” sözlerini kullandı.
Başkan Trump, ABD’deki 2 farklı mahkemenin, Garcia’nın Latin Amerika’daki en tehlikeli cürüm örgütlerinden biri sayılan El Salvador kökenli “MS-13” çetesine üye olduğunu, ülkeye yasa dışı yollarla girdiğini ve hakkında hudut dışı buyruğu bulunduğunu tespit ettiğine dikkati çekti.
Suçluları aklamak için ABD halkına palavra söyleyenlerin aksiyonlarından sorumlu tutulması gerektiğini belirten Trump, “Liberallerin ve ana akım medyanın ülkemizden bu kadar nefret etmesi, hududumuzu, sokaklarımızı ve ailelerimizi inançta tutmaya çalışmak yerine suçluları muhafazaya takıntılı olması, alçak ve Amerikan tersi bir tutumdur” değerlendirmesinde bulundu.
Ne olmuştu?
Trump idaresi, hakkındaki mahkeme kararına karşın 29 yaşındaki El Salvadorlu göçmen Garcia’yı 15 Mart’ta El Salvador’daki Terör Koruma Merkezi’ne (CECOT) göndermişti.
Göçmenlik ve Gümrük Koruma Dairesi (ICE) tarafından 1 Nisan’da mahkemeye sunulan savunma evrakında “Garcia, idari bir yanılgı nedeniyle 15 Mart’ta El Salvador’a hudut dışı edildi.” tabiri kullanılmıştı.
Garcia’nın, artık El Salvador hapishanesinde tutulduğu için geri getirilemeyeceği öne sürülmüştü.
Maryland’de federal yargıç Xinis, 4 Nisan’da Garcia’nın hudut dışı edilmesinin yasa dışı olduğuna karar vererek, ABD’ye dönmesine hükmetmişti.
Başka bir federal yargıç da 11 Nisan’da Garcia’nın nerede olduğu konusunda derhal bilgi verilmesini ve geri getirilmesini emretmişti.
Öte yandan Trump idaresi, federal mahkemelerin Garcia’nın ABD’ye geri getirilmesi için karar verme yetkisinin bulunmadığını savunmuştu.
