Yılmaz: Jeotermal enerjide küresel liderlik potansiyeli yüksek
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Nevşehir ziyareti kapsamında, Ürgüp’te bir otelde düzenlenen Milletlerarası Jeotermal Yatırım Doruğu’na katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, 10 yıl içinde elektrik talebinde yıllık ortalama yüzde 3,5’lik bir artış beklendiğini belirterek bilhassa yapay zeka ve bilgi merkezleri üzere yeni teknolojilerin elektrik gereksinimini daha da artıracağını, bu gelişmelere bağlı olarak elektrik üretiminin artırılması gerektiğini ve bunun da mümkün olduğu kadar yenilenebilir güç kaynaklarıyla sağlanması gerektiğini söyledi.
Gelecek yıl Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girecek sonda karbon düzenlemesine de dikkati çeken Yılmaz, Türkiye’nin kendi emisyon ticaret sistemini kurmaması halinde kimi kesimlerde ihracat yapan firmaların Avrupa’ya vergi ödemek zorunda kalacağını tabir etti. Bu kapsamda yürürlüğe konan Emisyon İklim Kanunu ile Türkiye içinde bir emisyon ticaret sistemi kurduklarını bildiren Yılmaz, bu sistemle Avrupa’ya gidecek vergilerin Türkiye’de kalacağını ve oluşturulacak fonun endüstrinin yeşil dönüşümünde kullanılacağını anlattı.
“Çok süratli bir atılım yapmamız gerekiyor”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, global ölçekte jeotermal güce olan ilginin giderek arttığını, bu kaynağın yenilenebilir güç yatırımları ortasında daha fazla yer bulduğunu belirterek 2024 yılı prestijiyle dünya genelinde jeotermal enerji kurulu gücünün 17 bin megavata ulaştığını, Memleketler arası Güç Ajansının öngörülerine nazaran 25 yıl içinde jeotermalin global yenilenebilir güç içindeki hissesinin mevcut yüzde 0,5 seviyesinden yüzde 3 ila 5 aralığına yükselmesinin beklendiğini söyledi.
Bu artışla birlikte güç pastasında jeotermalin hissesinin artacağını lisana getiren Yılmaz, Türkiye’nin bugün 1734 megavat olan jeotermal kurulu gücünü birinci etapta 40 bin megavata çıkarmasının mümkün olduğunu ve bu kapasitenin vakitle daha da artırılabileceğini kaydetti.
Cevdet Yılmaz şöyle konuştu:
“Bugün 66 jeotermal santralimizle dünyada 4’üncü, Avrupa’da 1’inci pozisyondayız fakat bu yetmez. Nitekim çok süratli bir atılım yapmamız gerekiyor bu alanda. Bugüne kadar ülkemizde 150 ana tedarikçi ve 350’ye yakın alt imalatçının oluşturduğu bir ekosistemle jeotermal güçte 50 bin şahsa istihdam sağlamış durumdayız. Jeotermal güç tesislerinde de yüzde 55’lere varan oranda bir yerlilik de oluşturmuş durumdayız. Bu da çok değerli nitekim. Jeneratör, güç elektroniği, gaz türbini, egzoz sistemi, yağlama sistemi, sürat denetim sistemi ve buhar enjektörü üzere aksamlar yerli üretilebilir hale gelmiş durumda.”
“Bu alanda potansiyeli süratle hayata geçirmek istiyoruz”
Türkiye genelinde bugün jeotermal kaynaklarla 160 bin konut eş pahası yapı ve yaklaşık 10 bin dekar seranın ısıtıldığını belirten Yılmaz, Nevşehir’in jeotermalin güç, turizm, tarımda bütüncül ve sürdürülebilir bir yaklaşımla kullanıldığı model bir kent olma yolunda ilerlediğini söyledi.
Yılmaz, Türkiye’nin termal turizmde 53 termal Turizm Merkezi ve 4 Kültür ve Turizm Müdafaa ve Gelişim Bölgesi ile kıymetli bir altyapı geliştirdiğini aktararak halihazırda 520’den fazla etkin kaplıca tesisinin yılda yaklaşık 20 ila 23 milyon şahsa mesken sahipliği yaptığını kaydetti.
Bu altyapı sayesinde Türkiye’nin jeotermalin termal uygulamaları alanında dünya sıralamasında birinci üçte yer aldığını bildiren Yılmaz, 2030’lara hakikat dünyada termal turizm pazarının 100 milyar dolar seviyesine ulaşmasının beklendiğini, Türkiye’nin mevcut hissesinin bu potansiyele nazaran yetersiz olduğunu, çok daha yüksek bir hisse alması gerektiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program maksatlarıyla uyumlu olarak yaş meyve ve zerzevat eserlerinin arz sürekliliğinin sağlanması maksadıyla, jeotermal güç kaynaklarının bulunduğu uygun alanlarda Sera Organize Tarım Bölgeleri kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırdıklarını lisana getirerek konuşmasını şöyle tamamladı:
“Türkiye jeotermalin sessiz gücünü hakikat stratejilerle birleştirerek bu alanda yalnızca bölgesel değil global bir liderliği üstlenebilecek bir pozisyondadır. Bugün Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 4’üncü sırada yer alan ülkemizin jeotermal güçte global liderliğe ulaşma potansiyeli açıktır. Kapsamlı bir ulusal jeotermal stratejisi oluşturarak güç, turizm, tarım, sıhhat ve sanayi kesimlerini entegre bir vizyonda buluşturabiliriz. Yerli teknoloji üretimini güçlendirirken İzlanda ve Kenya üzere ülkelerle milletlerarası Ar-Ge işbirliklerini geliştirerek bilgi transferlerini de teşvik edebiliriz. Burada milletlerarası konuklarımız de var. Milletlerarası işbirliği de bu noktada çok çok değerli. Hem öğrenmek açısından hem işbirlikleri geliştirmek açısından milletlerarası perspektifle bu hadiselere yaklaşmak yeniden çok değerli. Lokal idarelerin projelerini destekleyerek kentsel ısıtma, termal sıhhat ve su verimliliğinin yanı sıra ziraî uygulamalarda jeotermalin kullanımını yaygınlaştırmak da yeniden çok değerli. Bu alanda potansiyeli süratle hayata geçirmek istiyoruz.”
